Koşarken Ne Düşünmeli?

Kişisel rekor zihin gücüyle gelir. 

Spor psikologları yıllardır koşuya odaklanmanın kişisel rekor kırmak adına en etkili yöntem olduğunu söylerler. Peki koşarken ne düşünmeniz gerekiyor. Yapılan son araştırmalar, yarış esnasındaki belirli düşünce kalıplarının size yardımcı olabileceğini söylerken, bazı düşüncelerin ise performansınıza zarar verebileceğini öne sürüyor. Zihinsel taktikleriniz üzerinde ne kadar çalışırsanız, yarış esnasında işe yarayan bir tanesini bulma şansınızın o kadar yükseleceğini belirten araştırma grubu sözcüsü Dr. Noel Brick, “Deneyimsiz koşucular dikkatlerini dağıtma yöntemini uygularlar ama işe yaradığı için değil, başka yöntem bilmediklerinden yaparlar. Bunu bir deste kart gibi düşünüyorum. Çektiğiniz bir tanesi işe yaramıyorsa, diğer elde hangisini oynayacaksınız?” diyor. Hedefinizdeki sonbahar yarışında zihin gücünüzü ele almak için hemen bu taktikleri uygulamaya başlayın.

DÜŞÜNCE KALIPLARI BUL 

Elit koşucuların üstbiliş veya “düşünce üzerine düşünme” konusunda uzman olduklarını söyleyen Dr. Brick, performanslarını artırmak adına yarışın farklı aşamalarında neler düşünmeleri gerektiğini önceden planladıklarını, bu düşünce kalıplarını antrenmanlarında test ettiklerini belirtiyor. Yarıştan sonra ise hangi stratejinin işe yarayıp hangilerinin yaramadığını irdeliyorlar. Sakin olduğunuz zaman hedef temponuzu kaybedip de önünüzdeki koşucuya baktığınız zaman, temponuzu artırdığınız olmuş olabilir. Böyle bir durum gerçekleştiyse bu düşünce kalıbını not edin. Hangi strateji işine yarıyorsa bunu kendinize hatırlatmalı ve uygulamalısınız.

KONTROL ET VE BIRAK 

Yarış sırasında insanların kendine sorduğu temel soru “Bu tempoyu yarışın sonuna kadar sürdürebilecek miyim?” olur. Bu soruyu yanıtlayabilmek için periyodik olarak ne hissettiğinizi düşünmeli ve durumunuza göre hızınızı artırıp azaltmalısınız. Ancak sürekli olarak nasıl olduğunuzu düşünürseniz, bu durum koşmanızı zorlaştırabilir. Dr. Brick’e göre bunu yapmak yerine kendinizi belirli sürelerde kontrol etmeli (örneğin maratondaki kilometre işaretlerini gördükçe) ve her şey yolundaysa dikkatinizi tekrar rakipleriniz, ilerleyişiniz ve koşu formunuz üzerine vermelisiniz.

Antrenmanlarınızda formunuz üzerinde çalışmak ve ipuçları elde etmek, yarış esnasında daha hızlı ve akıcı koşmanıza yardımcı olur. Bu yüzden ritimli bir şekilde koşmaya, hafif adımlar atmaya, omuzlarınızı aşağıda tutmaya, kollarınızı savurmamaya ve yüzünüzü rahat tutarak kaslarınızı çatmamaya odaklanın. Dikkatiniz dağıldığında ise yarışı parçalara bölün (5K’nın her bir kilometresi, maratonun her 5 kilometresi gibi) ve daha önceden bu bölümler için belirlediğiniz tempoyu durumuza göre ayarlayın.

KENDİNLE KONUŞ 

2:28 maraton derecesi olan Annie Bersagel, yarış esnasında kendisine sakin olması gerektiğini hatırlatırken, 2:10 maraton süresi olan Ryan Vail ise “Sadece 1 kilometre daha” diyor. İçsel diyaloglarınız sadece nasıl hissettiğinize cevap olmakla kalmaz, aynı zamanda daha iyi hissetmenizi de sağlayabilir. Bazen kötü hissettiğinizi düşündüğünüzde, gerçekten kötü hissetmeye başlarsınız. 2014 yılında İngiltere’de yapılan bir araştırma, kendisiyle olumlu yönde konuşan bisikletçilerin süre-yorgunluk oranlarını yüzde 18 düzeyinde geliştirdiklerini ortaya koyuyor. Siz de kendinize yarışın belirli bölümlerinde kullanmak üzere mantralar belirleyip, (yarışın başında “iyi hissediyorum”, sonlarına doğru “Biraz daha zorlamalıyım” gibi) antrenmanlarınızda hangilerinin işe yaradığını keşfedin ve bu düşünceler otomatikleşene dek mantralar üzerinde çalışmaya devam edin.

 

BENZER YAZILAR