Kalpten koşuya: Ece Vahapoğlu’nun ilham veren hikayesi

Yarıştığı ilk 10K’da yaş kategorisinde birinci olan Ece Vahapoğlu, koşmanın bir anda nasıl tutkuya dönüştüğünün en güzel kanıtı.

Koşu tutkusunun geniş kitlelere yayılmasında, göz önünde isimlerin bu yola baş koyması büyük rol oynuyor. Sunucu ve yazar Ece Vahapoğlu, 35 yaşında koşmaya karar vererek dış kulvardan hızla geldi ve bu sporun elçiliğini üstlendi. Biz onu yıllar önce bankacılık sektöründen medyaya hızlı bir geçiş yaptıktan sonra, dört dilde yaptığı sunuculuk deneyimleri ve renkli kişiliğiyle tanıdık. 10 yılı aşkın süredir çeşitli televizyon kanallarında programlar yapıyor, gazete ve dergilerde köşe yazıları yazıyor. Sağlıklı yaşam üstüne yazdığı 60 Günde İdeal Vücut, 60 Tarifte İdeal Mutfak ve 21 Günde İyi Hisset kitapları ise çok satanlar listelerinde yer aldı.

Şimdi ise gerçek bir koşucu olarak karşımızda. Zaten sporu her zaman hayatının bir parçası olarak gören bir kadın. “Spor yapmak geçici bir heves değildir; bir yaşam stilidir. Spor benim hayatımın vazgeçilmezi. Enerjimi artırıyor. Bu kadar işe, spor yapıp sağlıklı beslendiğim ve iyi uyuduğum için yetişebiliyorum” diyor. Yoga, fonksiyonel fitness antrenmanı, TRX egzersizleri ve antigravity fitness yapıyor. HİS Federasyonu’ndan wellness sertifikası aldıktan sonra ise profesyonelleşmiş. Peki koşu hayatına nasıl girdi? Şimdi 35 yaşındayken tesadüfen koşmaya yetenekli olduğunu keşfeden bir sporcunun öyküsünü dinleyelim.

ece vahapoglu

Koşmak, sevinç gözyaşları döktürür

“Sağlıklı ve aktif yaşamım çoğu insana örnek oluyordu. Sosyal medya ve basında sporla ilgili haberlerim çıkıyordu. Ayrıca protokol işlerim kadar spor etkinliklerinde de sunuculuk yapıyordum. Geçen sene
Vodafone İstanbul Yarı Maratonu’nu düzenleyenler, yarıştan iki hafta önce ‘Etkinliğimizde koşarak insanları koşmaya özendirir misiniz?’ dediler. İlk tepkim ‘Ben koşucu değilim ki!’ olmuştu. Sadece
katılmam, paylaşmam ve basına poz vermem isteniyordu. Toplumda göz önünde bir şey yapacaksam mutlaka hakkını vermeliydim. O nedenle 10K’ya yazıldım ve hemen koşu antrenmanına başladım. Club Sporium’da Ercan Hoca, 10K’yı bir saatte koşmamı istedi. İlk uzun mesafe koşu denememde yağmur yağıyordu. Yılmadım; zorlanarak da olsa tamamladım. 56 dakikada bitirince antrenörüm, ‘Ee, sen koşabiliyorsun’ dedi. Yarışta acemi cesaretiyle ilk 3 km’yi hızlı koştum. 5000 kişinin katıldığı yarışta ön sıralarda yer aldığımı fark ettim. Koşan kadın sayısı da azdı. Konsantre oldum, son 300 metrede ayakkabı bağım çözüldüğü için depar atamadım ama yarışı dereceyle bitireceğimi hissettim.”

Hislerinde haklıydı zira ilk yarışında 10K’yı 51 dakikada bitirerek, Vodafone İstanbul Yarı Maratonu’nda Kadınlar’da 4’üncü ve yaş kategorisinde 1’inci oldu. Sevinçten ve şaşkınlıktan ağladığını söyleyen Vahapoğlu, ilk yarışın başarısıyla motive olup teknik antrenmanlara başladı. Şimdi milli atlet Elif Tozlu ile haftada en az iki kez 8-10 km koşuyor ve yarışlara katılıyor. İlk yarı maratonunu Adana’da koştu. Daha geçen yıl “10K nasıl çıkar?” derken, şimdi 21K’yı iki saatin altında rahatça koşabiliyor.

Kendisini “Kalbinin sesini dinleyip hareket etmeye gayret eden, ruhsal ve kişisel gelişimine önem veren, erken yatıp erken kalkan, enerjik ve pozitif ışık saçan biri” diye tanımlayan Vahapoğlu’nun bu özellikleri, elbette koşu hayatına da yansımış. Yarışan diğer koşucuları rakip olarak görmediğini, koşarken kendisiyle yarıştığını söyleyen Vahapoğlu, “Koşucuları birlikte aynı anı paylaştığım kardeşlerim olarak hissediyorum. O yüzden bana destek olanlar var olduğu gibi, ben de birilerinin yanından geçerken elimle onları motive eden işaretler yapıp gülümsüyorum” diyor.

ece vahapoglu

Hayal et, motive ol

Başarılı bir koşucu olmanın en önemli sırlarından biri, her zaman motive kalabilmektir. Ece Vahapoğlu’nun bu konuda kendi stratejisi var: “Kendi kendini motive eden biriyim. Elbette bir yarışta koşarken, mesela topluluktan alkış ve tezahürat gelmesi beni gaza getirir ama iç sesiyle konuşmayı başarabilen bir ruhum. Başarmanın getirdiği bir mutluluk ve tatmin var; o duyguya bağımlıyım.
Sonucun iyi olacağını hayal etmek beni motive eder.”

Kendisini asıl heyecanlandıranın uzun mesafeler değil, 10K koşuları olduğunu söyleyen Vahapoğlu’nun hedefi 50 dakikanın altına inmek. Haziran ayında Girit’te gerçekleşecek Avrupa Atletizm Şampiyonası’na Türk Milli Takımı elçisi olarak katılacak olan Vahapoğlu’nu, önümüzdeki yıllarda uluslararası yarışlarda kürsülerde görürseniz, sakın şaşırmayın.

BENZER YAZILAR