Evdeki cephaneniz olan koşu bandıyla ilgili aklınıza takılanlar cevap buluyor.
KOŞU BANDIMIN EĞİMİNİ GERÇEKTEN YÜZDE 1’E AYARLAMALI MIYIM?
Dürüst olmak gerekirse bu durum hala belirsizliğini koruyor. 1996 yılında yapılan bir araştırmaya göre, bunu yapmak düz zemindeki dış alan koşularının direncini taklit ediyor. Yine de birçok profesyonel buna gerek duymuyor. Ancak şu bir gerçek ki, koşu bandının eğimini ne kadar yükseltirseniz antrenmanlarınızı da o kadar zorlaştırırsınız. Size hangisi daha iyi geliyorsa, onu seçin. (Kapalı alanda tepe çalışmaları yapmak istiyorsanız eğimi yüzde 5’in üzerine çıkarın).
KOMŞUMLA YARIŞMALI MIYIM?
Komşunuzun ne kadar hızlı koştuğunu görmek sizi cezbetse de (fazla rekabetin zararları da vardır), bunu yapmayın. Koşuya gereğinden hızlı (ya da yavaş) başlayarak hüsrana uğrayabilirsiniz. Üstelik Washington’da yer alan Harbor Square Athletic Club’ın koşu antrenörü Rod Wilcox, “Ayrıca kendinizi başkasının antrenmanını yapmak için motive etmiş olursunuz, kendinizinkini değil” diye ekliyor.
EVDE ANTRENMAN YAPMAK YETER Mİ?
Günümüzde koşu bantları interval, tepe koşuları ve hatta askeri usul testler gibi önceden tasarlanmış birçok farklı egzersiz prensibi içeriyor. Wilcox, “Varyasyon yarattıkları için tüm antrenman programlarının kendine has bir değeri var” diyor. Siz de çeşitli antrenman prensiplerini uygulayarak yeni fikirler edinin ya da evinizdeki sanal antrenörle spor yaparak, daha sıkı çalışmak için ihtiyacınız olan ilhamı bulun.
RİTMİNİ YAKALA
Wilcox, “Düşük tempo, koşarken konuşmayı sürdürebildiğiniz tempodur” diyor. Hızlı tempolarda ise bir iki kelime kullanabilirsiniz ancak cümlenizi tamamlayamazsınız. Tüm gücünüzü verdiğiniz tempolar ise sprintlerdir. Sprint yaparken konuşamaz ve hızınızı 30 saniyeden 1 dakikaya kadar korumaya çalışırsınız. Toparlanma temposu ise düşük tempoyla hızlı temponun arasıdır. Konuşabilirsiniz, ancak bunu yapmayı pek de istemezsiniz.