Koşu Bandını Sevmiyor musunuz?

Ya da onun koşucular için kötü olduğunu mu duyuyorsunuz? O hâlde 2012 Olimpik Orta Mesafe Koşucusu, Asics’in Elit Atleti ve koşu bandı aşığı olan Alysia Montano’ya kulak verin:

“İnsanlar koşu bandını hamster tekerleği gibi görüyor. Duvarda aynı noktaya bakıp, önlerindeki saat ve kilometre göstergesi eşliğinde ilerlemek sıkıcı geliyor. Fakat ben koşu bandını seviyorum. Bir düğmeye basarak hızımı istediğim gibi ayarlayabiliyorum. Bu da zihnimi temizlememe ve dışarıdayken karşıma çıkabilecek dikkat dağıtıcılara maruz kalmadan koşumun temposunu ayarlamama yardımcı oluyor. İlk önce hızımı belirliyorum, hiçbir şekilde yavaşlamıyorum. Bu otomatik olarak amacıma bağlı kalmamı sağlıyor ya da daha iyisi oluyor ve hızımı çok daha yükseğe taşıyorum. Koşucu olan ya da fitness yapan biri için ilerlemenin anahtarı bence bu.”

Daha Güçlü Olun

Güçlenmenin yolu sadece ağırlık çalışmaktan geçmiyor. Hız ve kuvvetin kombinasyonundan oluşan bir çalışma hemen hemen her egzersiz türünde performansını arttırmaya yardımcı olur. (Bir sonraki yarışınızda çok daha iyi bir hız yakalayabilirsiniz.) Bu turda geleneksel interval egzersizlerle, alt gövde gücü gerektiren walking lunge, side shuffles gibi hareketleri karıştırıyorsunuz. Üstelik egzersiz ekipmanı kullanmanız da gerekmiyor. Equinox spor salonlarının yöneticisi ve Precision Running programının yaratıcısı David Siik, “Bu kombinasyon koşarken kullandığınız kasları (kalça, arka bacak, üst bacak ve kalça fleksörlerini) güçlendirecek. Ayrıca yorgunlukla savaşmanızı sağlayarak, başlangıçtan sona kadar aynı hızı sürdürebilmeniz için kas gücünüzü geliştirmenize yardım edecek” diyor.

 

BENZER YAZILAR