BAŞKALARININ DÜŞÜNCELERİ
Richard-Ross, “İnsanların düşüncelerinden etkilenmeyi bıraktığım anda koşmanın bana hissettirdikleri değişti” diyor ve yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Büyürken aslında 400 metre koşusundan nefret ettiğimi kimse bilmiyor. Gariptir ki ben de ileride 400 metre koşusunda altın madalya kazanacağımı bilmiyordum. Lise dönemim boyunca bu koşulara kimse katılmak istemezdi. Çünkü 400 metre, sprint için oldukça uzun bir mesafe olarak görülürdü. Sonuçta, daha önce hiç denemediğim bir şey hakkında bir korku geliştirdim! Babam beni bu konuda yüreklendirdi ve ilk koştuğumda aslında sandığım kadar kötü olmadığını anladım. Daha sonra kendimi bu konuda geliştirme ve pek çok insanın nefret ettiği 400 metre koşularında yarışma fikri benim için bir tutku hâline geldi. Maraton, triatlon ya da CrossFit yarışları hakkında olumsuz şeyler duymuş olabilirsin. Ancak denediğinde, sevebileceğin bir şeyle karşılaşman mümkün. Başkalarının lafına kulak asmak yerine kendini keşfetmeye başla.”