Yeni yıl kararlarından biri de, kötü alışkanlıkları bırakmaksa bu basit tüyolarımız hayli işine yarayacak!
Dedikodu yapmak
Atman gereken ilk adım, arkadaşlarının dedikodu yapma isteğine karşı yeni bir tepki geliştirmek. Nasıl mı? Örneğin bir dahaki sefere bir tanıdığınla ilgili art niyetli bir konuşma başladığında, söz konusu kişi hakkında güzel bir yorum yapmayı dene. İngiltere’de yapılan bir araştırma, “pozitif dedikodu” isimli bu stratejinin kişileri hem arkadaşlarına yakınlaştırdığını hem de kendisini daha iyi hissettirdiğini ortaya çıkardı. Konuşmanın ortasında kendini birden tekrar olumsuz konuşurken bulursan da başka yorum yapmadan sus ve “Çeneni kapatmak için asla geç değildir” diyen Bernstein’i hatırla!
Bir önerimiz de, dedikodu yapmamayı karakterinin bir parçası hâline getirmeye çalışman. Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, kendini “seçmen” olarak adlandırılan kişilerin, “oy vermeyi düşünen” kişilere göre sandığa gitme ihtimali yüzde 13 daha fazlaymış. Bernstein, “dedikodu yapmayı bırakmak istiyorum” yerine, “ben dedikoducu biri değilim” cümlesini benimsemeni tavsiye ediyor.
Sosyal ortamlarda telefonu elden bırakmamak
Çağımızın alışkanlığı artık bir hastalığa dönüşmüş durumda! Bu alışkanlığından vazgeçmek için bunun sonuçlarına odaklan: Sen telefonunla uğraştığında, seninle vakit geçirmek için orada olan kişiler kendini değersiz ve dışlanmış hisseder. Arkadaşlarınla yemeğe çıktığında telefonunu çantandan çıkarma. Eğer bakmak zorunda kalırsan da özür dile.
Sigara içmek
Sigarayı kendi iradesiyle bırakmak ne yazık ki herkesin harcı değildir ve çoğunlukla ondan kurtulmak profesyonel destek gerektirir. Sigarayı bırakmayı denediysen ve başarılı olamadıysan (ama bu yıl yine bu kararı aldıysan), Allen Carr yöntemini deneyebilirsin. Sigara bağımlılığını beyinde bitiren bu yöntem, sigarayı neden içtiğine odaklanıyor ve bu alışkanlığı psikolojik açıdan ele alıyor.
Sürekli geç kalmak
Pick the Brain’in editörü ve How to Get Sh*t Done: Why Women Need to Stop Doing Everything So They Can Achieve Anything kitabının yazarı Erin Falconer şu taktiği öneriyor: İki hafta boyunca her gün, işe gitmek gibi görevlerin ne kadar sürdüğünü not al. Sonra da günlük hayatının akışını bu sürelere göre programla. Örneğin işe hep 10 dakika geç kalıyorsan, 10 dakika daha erken kalk. Randevular söz konusu olduğunda ise işini şansa bırakma ve gideceğin yere vaktinden 15 dakika önce ulaşmaya uğraş. Geç kalma stresine girmek yerine, bekleme süresinde biraz sosyal medyada gezinebilirsin.
