TARZAN ESNEKLİĞİNİN SIRRI YOGA VE PİLATES
İyi bir ekip ve yönetmen desteği, vahşi hayvanların davranışlarını izleyerek rolünü çıkarmak ve yetenekli olmak. Böylesi dev bir yapımda rolünün hakkını vermek adına önemli etkenler. Ama beyazperdede Tarzan olarak boy gösterecekseniz, fiziksel görünüşünüz de çok önemli. Skarsgard hepimizi imrendiren formuna kavuşmak için çok çalışmış: “Doğal ortamı orman olan, burada büyümüş biri gibi gözükmem gerekiyordu. Ormanda gözlerini bağlasanız bile yolunu bulabilecek bir adam gibi. Tarzan kadar çevik ve esnek olmak kolay değil. Çekimlerden önce dört ay bunun için çalıştık ve çekimler boyunca da çalışmaya devam ettim. Toplamda dokuz ay boyunca oldukça sıkı bir antrenman ve beslenme düzeni izlemiş oldum. Zamanımın çoğunu buna harcadım diyebilirim. Arkadaşlarımla ve ailemle neredeyse vedalaştım bu hazırlık sürecine girerken. Tüm enerjimi buna harcadım. Bir boş günüm olsa bile yorgunluktan yataktan kalkamıyordum. Bundan şikâyet ettiğimi düşünmeyin, harika bir deneyimdi. Enerjimi son damlasına kadar harcadım. Bununla birlikte, dünyanın en iyi koreografı olan Wayne McGregor’la birlikte çalıştım. Kahramanımızın John Clayton’dan Tarzan’a dönüşümünün karakterin fiziğine, postürüne ve hareket edişine nasıl yansıyacağını tartıştık. Wayne dünyanın en iyi dansçılarıyla çalışan bir isim. Benimle çalışmak onun için de zor bir maceraydı çünkü el parmaklarımla ayaklarıma dokunacak kadar bile esneyemiyordum. Daha sonra pilates ve yoga yaparak kendimi geliştirdim ve daha iyi hareket edebilmeye başladım. Tabii ağaçtan ağaca atladığım sahneler için krediyi üzerime alamam. Ben de bir şeyler yaptım ama çoğu sahnede işini mükemmel yapan bir trapez sanatçısından destek aldık. O çılgınca hareketler yaparken, ben koltuğumda çay içiyordum. Çayım bitince de sahneye girip, onun yere konduğu yerden oynamaya devam ediyordum.”
Legend of Tarzan ülkemizde vizyonA 8 Temmuz’da girdi. Filmi izleme konusunda kararsızsanız, Skarsgard’ın sözlerine kulak verin: “Bunun eğlenceli bir macera filmi olduğunu söylememe gerek yok. Ancak arkasında yatan başka hikâyeler de var. Film Kral Leopold döneminde Kongo’da geçiyor ve kölelikle ilgili önemli olaylar içeriyor. İnsanların toprak ve hayvanlara yaptıkları, yerel halkın maruz kaldığı soykırımı da işliyor. Bu soykırımda 20 milyon insanın öldüğü tahmin ediliyor. John büyüdüğü topraklara döndükten sonra onun gözünden bu olanları seyretmek, filmi klasik bir macera filminden çok daha fazlası yapıyor.”