KUPASIZ ŞAMPİYON: KENAN SOFUOĞLU RÖPORTAJI

3“İNSANLARI, İYİ YAPTIKLARI ŞEYLERİ SÖYLEYEREK MOTİVE ETMELİ”

Kendini ve çalıştırdığın çocukları, mental olarak hazır ve güçlü tutmak için uyguladığın özel bir yöntem var mı?

Yarışın olduğu hafta sonları, yetiştirdiğim çocuklara iyi yönlerini hep defalarca söylerim. İnsanları, iyi yaptıkları şeyleri söyleyerek motive etmek güzeldir. Aslına bakarsan sadece iş için değil, hayatın her alanında geçerli bu. Ben de bunu zamanla öğrendim. Cahil bile olsa birinin gelip bana “Şunu iyi yapıyorsun” demesi, beni orada daha da iyi yapıyor. Ama eğer “Şurayı kötü yapıyorsun” derse, o viraja her geldiğimde “Ben burayı yine kötü yapacağım” psikolojisine giriyorum. Elbette eksik yönleri geliştirmeleri için söylemek lazım. Ama yeri ve zamanı çok önemli. Beni kuvvetli kılan bir diğer nokta ise manevi olarak güçlü hissetmem. Dua ederim, her yarıştan önce yaşlıları sevindiririm. Bunu sakın maddi olarak algılama, bu bir ziyaret de olabilir; önemli olan onları mutlu etmek. O manevi gücü aldığım zaman, kendimi zaten hazır ve güçlü hissediyorum.

Yarışlardan önce 100 gram bile alıp vermeniz performansınız için önemli. Beslenmene nasıl dikkat ediyorsun?

Yarış hafta sonunda yediklerime çok dikkat ederim. Az yerim, en fazla enerjiyi verecek besinleri tüketirim. Enerji sadece fiziksel enerji değildir. Konsantrasyon olarak yorulduğunuz zaman, istediğiniz kadar güçlü olun, başarılı olma şansınız yok. Bir nevi beynimi de yediklerimle motive ediyorum. “Bak güzel yedim, artık sorunum olmaması lazım, yarışta güçlü olacağım” diye psikolojik olarak kendimi hazırlıyorum. Normal hayatımda çok fazla özen göstermiyorum, çünkü çok antrenman yapıyorum.

Başka bir spor yapıyor musun?

Havalar çok soğuk olduğu zaman koşu yapıyorum. Ama genelde motosikletle antrenman yapmayı tercih ediyorum.

2007 yılında ilk Dünya Şampiyonluğu kupasını kazanmış Kenan ile bugünkü arasında büyük fark var. Hayat tecrübesi elbette önemli ama sen kendini geliştirmek için neler yaptın?

O zamanlar genç bir sporcuydum. Bu sene 16’ncı sezonum. Eskiden biri bana kafa tuttuğu zaman, “Hadi gel, çıkalım parkura” derdim. Şimdi omzunu sıvazlayıp, “Sen daha iyisin” diyebiliyorum. Benim önümde bir hocam olmadığı için hep kendim öğrenmek, denemek zorunda kaldım. Belki bunun da bir faydası olmuştur.

İlk kazandığın Dünya Şampiyonluğu kupasıyla, bugün kazandığın 4’üncü kupa arasında ne fark var?

Bugüne kadar kazandığım bütün kupaları, bana destek olan, yanımda olan veya o gün yarışıma gelen bir hayranıma hediye etmişimdir. Hiçbirini saklamadım. Onlar benim kariyerime işlendi zaten. Sadece bu sezon, bütün kupalarımı rahmetli oğlum Hamza için sakladım.

Çocukluğuna dair hatırladığın en mutlu anı ne?

İki ağabeyim de yarışıyor, ben de yarışmayı çok istiyorum ama babam izin vermiyor. Sinan ağabeyim bir trafik kazası geçiriyor, bacağı kırılıyor. Motoru boşa çıkınca, ben babama daha çok yalvarıyorum ama o yine “Gerek yok” diyor. Sonra bir gün iş yerindeyken babam, “Giy tulumu, antrenman yapacağız” diyor. O günü hiç unutmuyorum. Heyecandan elim ayağım titriyordu. Beraber drag antrenmanı yapmıştık.

Sihirli bir değnek olsa, kariyerinle ilgili neyi değiştirmek isterdin?

2007 yılında Dünya Şampiyonu olduğumda, babam bir yıl daha Dünya Supersport’da kalmamı çok söylemişti. Ben Dünya Superbike’a gideceğim diye tutturmuştum. Bugün olsa babamı dinlerdim. En azından bir yıl daha tecrübe kazandıktan sonra farklı kategori denerdim.

BENZER YAZILAR