KURAL TANIMAZ ⇒ ANDREW ROBERTS, 41
Andrew Roberts kilo verse de (tam olarak 31 kilo), başlarda fazla kilolu sınıfına giren insanlardan biriydi. İtfaiyeci olan Roberts, Ocak 2010’da tartıda ibrenin 140 kiloyu işaret ettiğini gördü. “Hem hareketsiz yaşam tarzı, hem de patates ve jambon
pişirmeyi çok seven meslektaşım beni mahvetti” diyor.
Roberts bisiklete binmeye başlayıp yağlı ve fazla karbonhidratlı yiyecekleri bırakınca (bunun bir nedeni de yeni bir itfaiye merkezine gönderilmesiydi), Mayıs 2011 itibariyle 122 kiloya kadar inmeyi başardı. İşte o tarihte eşi Melanie ona ilginç bir teklifte bulundu. Roberts, eşinin Indy 500 Festivali Mini Maratonu’nu izlerken, “Katılsam sen de benimle gelir misin?” diye sorduğunu söylüyor.
Andrew’le Melanie yerel bir koşu gurubuna katılarak 21K yarışına nasıl hazırlanılması gerektiğini öğrenmeye başladılar. Ayrıca bu zaman zarfında diğer koşucuların neye benzediğini de gözlemlediler. Roberts, “Görmemle çoğundan ne kadar daha iri olduğumu anlamam bir oldu” diyor. Gerçi bu pek canını sıkmamış. Hatta çok geçmeden kendi aralarında bir espri konusu
olmuş: “Grubumuzdaki ufak tefek adamlar, ‘Bir kavga çıkarsa Roberts’ın arkasına saklanırız’ derlerdi.”
Roberts, Indy Mini Maratonu’nun başlangıç çizgisinde etrafına baktığında, kendisi gibi birkaç kişi daha olduğunu görünce
şaşırdı. Ama çok azı 1,6 km başına dokuz dakikanın altındaki temposuna ayak uydurabilecekti. “Yarış başladıktan birkaç km sonra kalabalık seyrelmeye başladı” diyor.
2012 yılındaki bu yarışı 1 saat 59 dakikada bitirdi (Melanie’nin derecesi 2:10). Bu Mayıs ayında tekrar 1:58 ile koştu, ardından
bir arkadaşıyla yola koyuldu ve ertesi gün Flying Pig Yarı Maratonu’nu 2 saat 2 dakikada bitirdi. 109 kiloluk biri için hiç de fena
değil. 5K süresi daha da iyi, kişisel rekoru 22:12. “Hiçbir zaman çok hızlı olmasam da gittikçe hızlanıyorum” diyor.
Roberts, kolesterol ve yağ oranının sağlıklı seviyede olduğunu söylüyor. Haftada 50 kilometre koştuğunu ve bunun kendisine iyi geldiğini belirtiyor. Destekli ayakkabılar da çok önemli. Roberts en rahat bulduğu modellerin Saucony Hurricane ve Guide olduğunu ifade ediyor. Cross training adına bisiklete biniyor. Geçmişteki obeze yakın haline benzeyen insanlara nasihat vermeye bile başlamış: “Kimileri koşamayacak kadar şişman olduğunu söylüyor. Bu bir mazeret değil. Eğer ben yapabildiysem herkes yapabilir.”
KURAL TANIMAZLIK NE KAZANDIRDI?
Fizyolojik ve psikolojik niteliklerin birleşimi (tabii buna yaptığın işi sevmeyi de eklemeliyiz), Andrews Roberts’ın kendisi gibi
kilolu olan çok az erkek ve kadının yapabileceği bir şekilde koşmasını sağlıyor. Ochsner Kalp ve Damar Enstitüsü’nden Dr. Chip Lavie, onun cüssesine sahip pek çok insanın bir koşucu olarak onun yaptıklarını yapamayacağını belirtiyor: “Başarısının bir kısmını hem kardiyo-solunum kondisyonu, hem de mekanik ve kas-iskelet kuvvet açısından genetik özelliklerine ve doğal becerilerine borçlu.”
KURALI (BOZMAYIN) ESNETİN
Dr. Lavie, “ağır sıklet” olmanın koşucuya bir avantaj sağlamadığının açık olduğunu, yine de kilolu kişilerin de başarılı koşucular olabileceğini söylüyor.
KONTROLE GİDİN
Kilolu koşucular mutlaka yağ oranlarını ve tansiyonlarını ölçtürmeli. Dr. Lavie özellikle 40 yaş üzerindeki koşucularda bu değerlerin kontrol altında tutulmasının ve tedavi edilmesinin gerekli olduğunu söylüyor.
KADEMELİ ARTIRIN
Dr. Lavie, standart kural olan hafif tempoyla başlayıp kademeli olarak artırmayı tavsiye ediyor: “Bu teknik kilolu insanlar için daha da önemli. Koştuğunuz mesafeyi haftada yüzde 5-10 oranından fazla artırmayın.”
FORMA GİRİN
Dr. Lavie’nin de katıldığı bazı araştırmalarda, kardiyovasküler fitness’ın şişmanlığın dezavantajlarını büyük ölçüde dengelediği
ortaya çıktı. “Fit olmak her zaman şişmanlığa ağır basar. Sağlık ve kardiyovasküler açısından fit ve şişman olmak, zayıf olup fit
olmamaktan iyidir” diyor.
GERÇEKÇİ OLUN
Koşmanın size canınızın istediğini yiyip içme imkânı sunduğunu ya da fazla kiloların yan etkisi olmayacağını zannetmeyin. Dr. Lavie, “Bazıları şişman olduğu halde fit olabilse de, en sağlıklısı hem zayıf hem de fit olmaktır” diyor.
AZİMLİ OLUN
Dr. Lavie, Roberts’ın başarısında azminin de büyük payı olduğunu söylüyor: “Yaptığı şeyden büyük keyif aldığına şüphe yok. Bu spora kendini kaptırmış.”
