Likya Zamanı

Diyabet hastalığını, kaslardaki güç dengesizliğini yönetmeyi öğrenerek, kişisel rekoruna koşabilirsin.

Yazı: Gürkan Açıkgöz 

“Şu an, tam olmak istediğim yerdeyim.” Eski notlarıma bakarken sayfanın başına yazdığım bu notu görüyorum. Bunu 2015 yılında Fethiye’den kamp alanına gitmek üzere, araç beklerken yazdığımı anımsıyorum. Şimdi de aynı yoldayım ve üçüncü kez koşmak için Likya Yolu Ultra Maratonu kampına gitmek üzere aynı otogardayım. Neredeyse beş yıl boyunca yapmak isteyip, çeşitli sebeplerle ancak 2015 yılında ilk kez koştum Likya Yolu Ultra Maratonu’nda. Şimdi de heyecan duyuyorum ama o zamanki farklıydı. İlk kez böyle bir yarışta koşacaktım. Kendimce hazırlığım yeterliydi fakat daha önce, altı günde 250 kilometreyi koşarak kat etmemiştim. “Altı gün boyunca her gün bir maraton mesafesi koşmak” cümlesi durumun ciddiyetini yeterince ortaya koyuyordu aslında. Bütün bunların yanında diyabetimi de iyi bir biçimde idare etmek ve kan şekeri seviyemi uygun aralıkta tutmak benim için çok önemli olacaktı.

Altı etaplı bu yarış kendine yeterlilik esasında koşuluyor. Yani yarışçı altı gün boyunca ihtiyaç duyacağı yiyecek ve giyecekle birlikte, organizasyon tarafından belirlenmiş zorunlu malzemeleri sırt çantasında taşır. Yarış başlamadan önce organizasyon tarafından çantanız kontrol edilir ve her şeyiniz tamamsa yarış numaranızı alabilirsiniz. Altı gün boyunca koşarken sırtta taşınacak olan bu çantayı hazırlamak, belki de tüm yarış sürecinin en önemli parçası. Her şeyden önce çanta ağır olmamalı ama hafif olsun derken de yetersiz olmamalı, çünkü yetersiz yiyecekle fazla ilerleyemezsiniz.

2015 yılında hazırladığım çanta tam 14 kilo 200 gramdı. Tabii boş olan mataralarımı da doldurunca 15 kiloyu geçmişti. Kolay günlerdi diyemem, 35 kilometre olan yarışın ilk gününü neredeyse tamamlayamıyordum. Çok zorlanmıştım. Çok alışık olmadığım sıcak bir iklimde, yaklaşık 1600 m yükseklik kazanımlı 34 kilometrelik bir etaptı ilk gün koşulan. Ağrıyan bacaklarımdan çok omuzlarım ve köprücük  emiklerimdi. Parkurun sonlarına doğru, yarışı bırakma fikri zihnimde gayet canlı bir şekilde turluyordu.

BENZER YAZILAR