SENİN TEMPON MU, BENİMKİ Mİ?
Koştuğunuz kişinin ruh eşiniz olması, aynı zamanda tempo eşiniz olacağı anlamına gelmez. Aynı tempoda koşmaya çalışmak gerginliğe neden olabilir.
Jessica Willis ve kocası Patrick Scoco birlikte koşmaya başladıklarında, Willis başlangıçta biraz geri kalma ve somurtma sıkıntısı yaşadığını söylüyor. Jessica maratonu beş saatte bitirmeye çalışırken, Patrick antrenman yapmadan 3:50’de koşmuş. Willis, “Ona ayak bağı olduğum için sürekli tedirgindim. Diğer taraftan onun yüzünden gereğinden hızlı koşmak da istemiyordum” diyor.
Orthner işte bu yüzden en başta neden birlikte koşmak istediğinize karar vermeniz gerektiğini söylüyor. Birlikte iyi vakit geçirmek için mi? Yoksa birlikte antrenman yapmak daha mı kolay geliyor? “Eğer amacınız çift olarak koşup ilişkiyi güçlendirmekse, rekabetçi duygularınızı bir kenara bırakıp diğerinin ihtiyaçlarına odaklanmalısınız” diyor. Partneriniz de aynı şeyi yaparsa, eve pek çok olumlu yönü olan bir şeye sahip olarak dönersiniz.
Willis ve Scoco sonunda koşu zamanlarının çift zamanı olmasına karar verdiler. Willis’in temposunda birlikte dört maraton koştular. Scoco vardıkları sonucu şöyle açıklıyor: “Rekabetten vazgeçmek benim için büyük değişiklik oldu. Birlikte güle eğlene koşarak, dört ya da beş saati birlikte neşe içinde geçiriyoruz. Artık ne kadar sürerse sürsün bu spordan büyük keyif alıyorum.”
Fakat başka birinin temposunda koşarken de birbirinize bağımsız olarak gelişme şansı tanımanız gerek. Böylece iki kişi de bir diğerini engel olarak görmez. Orthner kişinin kimi zaman daha rekabetçi ve kendi yeteneklerini geliştirmeye odaklı olabileceğini söylüyor.
Bunu bir de 3:37 PR ile 35 maraton bitirmiş Amy Katz’e sorun. O ve erkek arkadaşı Brad Wobig (PR’ı 2:46 olan bir maratoncu) için birlikte koşmak tam bir eziyet. Katz, “Bana ayak uydurmakta zorlanıyor, sürekli geri dönüp bakıyor ve ben ona yetişmeye çalışırken yavaşlamak zorunda kalıyor” diyor. Artık yine aynı koşu ve yarışlara gitmeye devam ediyorlar. Ama şimdi kendi tempolarına yakın kişilerle birlikte koşuyorlar. Wobig koşuyu bitirdikten sonra geri dönüp Katz için tezahürat yapıyor. “Bu hoşuma gidiyor. Yan yana koşmasak da hâlâ birbirimizi destekliyoruz” diyor.
