TÜRKLER AYNADA HANGİ KASINI GÖRÜYORSA, ONU ÇALIŞTIRIYOR
Geçtiğimiz sayılarda Jan Wouters da röportajında “Eskiden futbolcuların sadece bacak kası önemliydi. Şimdi sırt, bel, karın, omuz, hepsi önemli” demişti.
Tam bu dediğine uygun bir Hakan Şükür hikayesi vardır. Bir sakatlığı yüzünden İsviçre’ye, o dönemin ünlü antrenörlerinden birinin yanına gidiyor. Biliyorsun çok iyi bakar kendine. Oynadığı dönem en
fit futbolculardan biriydi. Adamlar Hakan’a, “Arka kasların sıfır. Siz Türkler aynada ne görüyorsanız onu çalıştırıyorsunuz. Aynada görmediğiniz hiçbir kası çalıştırmıyorsunuz” diyor. Mevzu budur işte.
Arda Turan da burada oynadığı dönemde kilosu ile eleştiriliyordu. İspanya’ya gitti, bambaşka bir vücuda sahip oldu.
Arda’yı suçlayamayız ki bunun için, gerek yoksa bırakırsın göbeği.
Sence ülkede taraftar profili değişti mi?
Kaldı mı ki? Sürekli boykot ediliyor. Zaten istenen de bu. Taraftar çekilsin, seyirci gelsin istiyorlar. Bu konuda söyleyebileceğim olumlu tek şey şu: Eskiden fanatizm yüzünden kadın ve çocuklar stada gidemezdi. Şimdi tribün doldurabiliyorlar.
Futbolda son birkaç yıldır, reklam ve sponsor gelirlerinde ciddi bir düşüş var. Bu düşüş bir şirkette olsa, bütün yöneticiler alarma geçer, bir sürü insan işsiz kalır. Ne yapmak lazım?
Mesela Beko kimin formasında var? Barcelona’da var. Sponsor neresi en temizse oraya gidiyor. Eskiden Vefaspor’u tutan arkadaşları vardı babamın. Zamanla onlar kalmadı. Herkes üç büyüklerin etrafında toparlandı. Şimdi Premier Lig’den ya da La Liga’dan takımlar tutuyor insanlar. Çocuklarına onların formasını alan çok aile var. Rekabet artık global. En parlak olan kazanıyor. Almanya da benzer şeyler yaşadı ve çözdü. İtalya da yaşıyor, çözmeye çalışıyor ama ekonomileri çok iyi değil. Çok büyütülecek bir konu değil aslında, bir yılda çözersin. Yeter ki iyi yönet, ekonomisini iyi regüle et, gerekli temizlikleri yap. İyi denetlenmeyen bir sektörde çok para varsa, o para çalınır.
Futbolun ekonomisi için ne diyeceksin?
Devlet elini çeksin, kulüplere hiç para vermesin. Ziraat Bankası, PTT, SporToto çekilsin futboldan. Reel piyasa olsun, finansı serbest bırak. Yabancı sınırlamasını da kaldır. Ondan sonra iki seçenek var. Ya batacaksın, kapatıp gidecek herkes; ya da işte o zaman büyütmek, pazarlamak için uğraşacaklar. Bu sezon Fenerbahçe-Beşiktaş maçı yüzde 40 dolulukla oynandı. Bu ligin en iyi ikinci maçından bahsediyoruz. Sevgililer Günü’nde yüzde 40 dolu olan bir restoran kapanır. Ama futbolda hiçbir şey olmuyor, çünkü devlet süspanse ediyor. Böyle bir sektör olmaz.
Taraftarın küsme sebebi de bahsettiğin temizlik problemi mi, yoksa Passolig tarzı uygulamalar mı?
Passolig tabii ki çok zorlaştırıyor ama sadece o kadar değil. Bizim yöneticiler şunu anlamıyor; Fenerbahçe’nin rakibi Galatasaray değil. Fenerbahçe’nin rakibi stada en yakındaki AVM. Çünkü adamın
elinde 100 lirası var. Hafta sonu maça mı gidecek, yoksa AVM’de mi harcayacak? Bu mantıkla bakarsan, aslında Fenerbahçe ve Galatasaray şirket olarak ortaklar. Ama gel gör ki, bizim yöneticiler hala birbirini yiyor. Senin satman gereken forma falan değil, maç. Mesela Arena Stadı’nda Galatasaray- Fenerbahçe derbisi oynanıyor. Stadda dev iki poster olmalı; Sneijder Diego’ya karşı. Böyle pazarlayacaksın
ürünü. Ama sen daha birbirinin stadına gidemiyorsun, böyle saçmalık olur mu?