Evet, karşımızda sürekli kendini geliştirmeye ve üstüne koymaya çalışan bir adam var. Ama bunları yaparken, gelecekte neler olacağını pek de düşünmüyor. Aynen geçmişte olduğu gibi, kendini her zaman her şeye hazır tutuyor. Öte yandan, gelecekte ne olacağı düşüncesiyle kendisini hırpalamıyor:
“Ben daha çok anı yaşayan biriyimdir aslında. Bu geleceğe hiç bakmadığımdan değil, yaşadığım anın değerini bilmeye çalışmamdan geliyor. Hep bir adım ileriye taşımaya çalışıyorum kendimi, hayatımı. Ama sürekli önüme hedefler koymuyorum.”
Peki nasıl bir insan olmak istiyor? Yanıtı, hırslarından ne kadar arındığını kanıtlar nitelikte: “Bundan yıllar sonra adım geçtiğinde çalışkan, saygılı, gelişimine önem veren, açık ve iyi niyetli bir adam olarak anılmak isterim.”
Her gün hepimiz için yeni bir mücadele. Ve bu mücadeleye her zaman hazır olmak için İbrahim Çelikkol şehrin çok dışında bir yerde, doğal bir hayat yaşamayı seçmiş: “Doğal hayatı seviyorum. Stresle baş etmemi, kendimi toparlamamı kolaylaştırıyor. Ayrıca aklım köpeklerimde kalmıyor çünkü onlar da mutlu. Bulunduğum yerde yaşayan insanları ve onlarla vakit geçirmeyi seviyorum. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak bu tercihimin bana çok iyi geldiğini düşünüyorum. Aslında çok zor bir iş yapıyoruz. Özellikle benim gibi özgür ruhlu ve duygusal biri için oyunculuk mesleği hiç de kolay değil. Kariyerimle ilgili kendimi sürekli geliştirmeye çalışıyorum. Hep kendimi farklılaştırabileceğim, yenilikler kazanacağım roller seçmeye çalışıyorum. Benim için her zaman önemli olan şey şu: Ne iş yapıyorsam, onu iyi yapmak.”