Bir adam, bir “Land Rover Discovery Sport”, altı farklı Road Trip ve 1500 km. Yolculuğun 2. günündeyiz. Koray Muratoğlu’nun yazısı.
Yeşilyurt’ta sabah altıda güne merhaba diyoruz. Odanın perdesini açtığımda Edremit Körfezi’nin üstünden doğan güneşin bana merhaba deyişi; benimkinin yanında Zülfü Livaneli’nin senfonik orkestrayla “Merhaba”yı seslendirişi gibi. Bu manzarada afyonun patlaması da pek gecikmiyor. Tabii hemen bir Instagram fotosu patlatıyorum, kaçar mı? Hazırlanıp çıkıyorum, hedef Assos. Malum Küçükkuyu-Assos arası kısa bir mesafe, 25 km. Behram Köyü sezon itibariyle çok sakin, hatta biz biraz da erken gittiğimiz için in cin top oynuyor. Yazın binbir incik boncuğun satıldığı ören yerine tırmanan taş parke sokak terk edilmiş. Ardından Assos Örenyeri’ne giriyorum; bu tip yerleri yaz sıcağından ziyade bahar havasında ve fotoğraf karenize kimsenin girme riskinin olmadığı dönemlerde gezmek çok keyifli. Daha çok içine giriyor insan, daha çok yaşıyorsun. Çekimleri bitirip limana iniyorum, zaten küçük olan merkez tam balıkçı köyü havasında. Güneşin altında tamir edilen balık ağları, karaya çıkmış sandalları, sabah dükkanın önünü sulayan restoranları seyrederek bir çay molası…
