MEN’S HEALTH ROAD TRIP’DE 3. GÜN

3Yazdan kalma bir günün etkisi midir nedir, çok iç açan, insanı “Domates biber eker, tavuk yetiştirir yaşarım” hissine gark eden bir yerleşim yeri. Eski Rum köyü falan değil, bilakis has Türk köyü. Yola devam ediyorum, tırmanmaya başlıyoruz. Yine çok sürmeden, tahminen 10 km kadar sonra sağda ağaçlık olmayan ama nefis manzarası olan, yeşillik bir tepeye çıkıyorum. Yoldan çıkışı çok belli, zaten birkaç köyün yol ayrımı kavşak. Tekrar ana yoldan devam ediyorum ve Kozak Yaylası kendini gösteriyor. Çam ormanları hazan mevsiminin verdiği çok renklilikle öyle bir yüzüne çarpıyor ki, inanın tarif edilemez. Bu arada rakım da yükseliyor, yaklaşık 700 m. Oksijen kafa yapmıyor ama fotoğraf çekimi için indiğimde koşasım geliyor; ben bunu oksijene ve manzaraya yordum. Bu eşsiz ve yörenin ekonomik lokomotifi (çam fıstığı) olan çam ormanları, girişten yaklaşık 25 km sonra başlıyor. Çam ağaçları klasik çam olmadığı için tepeleri bombeli. Bu, manzaraya kaymağın tatlıya yaptığı efekti yapıyor. Yol nefis ilerliyor, enerjim had safhada, sağa sola bakmaktan yola konsantre olamıyorum. Pek kaçırma ihtimaliniz olmayan bir kavşakta Atatürk Anıtı tabelası göreceksiniz. Birkaç kilometre içeride, ormanın içinde bir kayanın üzerine oturmuş Atatürk anıtı. Eşsiz ve büyük çam ormanlarının içinde taşın üstüne oturmuş ve ormanı seyreden, dev şapkalı bir Atatürk heykeli.

BENZER YAZILAR