Ocak ayında yürürlüğe koyduğunuz beslenme planına sadık kaldıysanız, amaç ve kararlılığınızı ayakta alkışlıyoruz. Ancak bir haftayı daha pazı ve tavuk göğsü ikilisiyle geçirmeden önce güncel bir araştırmaya kulak verin: Katı bir beslenme programına olan bağlılığı mevsimine göre güncellenen menülerle değiştirmek, zayıflama sürecinize sağlıklı bir ivme ve güç katıyor.
Tanzanya’da yaşayan göçebe kabileler üzerinde yapılan ve Science dergisinde yayımlanan bir araştırma, mevsimine göre beslenmenin midedeki mikrobiyom çeşitliliğinde yüzde 30 artış yaratabildiğini buldu. Bu artış daha gelişmiş bir beyin sağlığını, daha yüksek enerji seviyesini ve daha da ilginci daha hızlı çalışan bir metabolizmayı mümkün kılabiliyor. Aslında farklı araştırmalar da yağ oranı düşük erkeklerin midesinde, aşırı kilolu yaşıtlarına oranla yüzde 70 daha fazla faydalı bakteri olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, doğanın sunduğu mevsimsel malzemelere göre ayarlanmış bir periyodik beslenme düzeninin, Batı tipi işlenmiş ürünlerden zengin bir beslenme modelinde bulunmayan ve yağ yakmaya yardımcı olan mikrobiyal kültürlerin büyümesini teşvik ettiğine inanıyor. Üstelik bunun için avcı-toplayıcı devre dönmeniz gerekmiyor. Süpermarket reyonlarına dizili, denizaşırı ülkelerden ithal edilmiş ürünler yerine semt manavı veya pazarına uğrayarak mevsim sebze ve meyvelerini fark etmeniz ve tüketmeniz yeterli. Bu da sizi sürekli aynı malzemeler kullanarak sıkıcı ve tekdüze menüler hazırlamaktan kurtarmaya yeter.
Radarları evinize en yakın manav veya semt pazarına çevirin. Güney yarım küre yerine komşu ilde yetişen sebze ve meyveleri tüketmek, vücudunuzun evrimsel yağ yakma düzenine de uyum sağlayarak zayıflama sürecinize her mevsim bir ivme daha katar.