Eylül’de vizyona giren Battle Of The Sexes filminin aktörü ile erkek gururu ve kadınlara karşı incelikle kaybetmek üzerine bir söyleşi.
Eski Wimbledon şampiyonu Bobby Riggs, 55 yaşına bastığı 1973 yılında, 29 yaşındaki bir kadına karşı asla yenilmeyeceğini söyleyerek Billie Jean King’e meydan okudu. Mücadelenin sonunda korttan boynu bükük ayrılan Riggs, bu ezici yenilgiyle kadın hareketini canlandırmış oldu. Yıldız oyuncu Steve Carell, Battle of the Sexes filminde Emma Stone ile işte bu iki isme hayat veriyor.
MEN’S HEALTH: Tarihin en şoven erkeklerinden birini canlandırmak nasıl bir şey?
STEVE CARELL: Bütün bu şaşaanın ve gürültünün arkasında başka şeyler de var. Maç oynandığında 10 yaşındaydım ve o zaman bile Bobby Riggs’in bir karakteri oynadığını biliyordum. Kendisi adeta Muhammed Ali’nin taktiklerini taklit etmeye çalışıyordu. Billie Jean’den bahsedersek, bence o da benim gibi düşünüyor ve bu şovun arkasında başka şeylerin yattığını biliyordu.
Bugün Riggs gibi bir tanıdığın olsa, ona ne söylerdin?
Günümüzde Bobby Riggs gibi birinin olup olmadığını bilemiyorum. Muhtemelen böyle biri olsa ya bir güreşçi ya da Conor McGregor gibi biri olurdu. İnsanlar gerçekten kendi reklamlarını yapmaya ve yaptıkları işe dair ilgi uyandırmaya çalışıyorlar. Tıpkı Micheal Scott’ın (Carell’ın The Office dizisinde canlandırdığı
karakter) saçma ve kötü konuşmasına karşın aslında kötü bir insan olmaması gibi. Filtresiz ve cahil bir karakterdi.
Peki ya sen? Daha önce herhangi bir sporda bir kadına yenildin mi?
Ben hâlâ Kaliforniya’daki bir hokey liginde oynuyorum. Oynadığımız takımların bir tanesi tamamen kadınlardan oluşuyor. Bizi sık sık yeniyorlar. Bizim takımın aksine gerçekten güzel oyunları var. Strateji açısından da bize üstün geliyorlar. Öte yandan söz konusu tenis olduğunda normal şartlarda eşim beni mağlup ediyor.
Yani bunda erkeğin gurur kıracak bir şey yok?
Hayır, bu tamamen insan gururuyla alakalı. Kim yenilmeyi sever ki? Ancak ben bunu kabul edebiliyorum. Rekabetçi bir insan olsam da günümü mahvetmiyorum. Yenseniz de yenilseniz de bu bir oyun.
Emma Stone, Tina Fey, Kristin Wiig gibi güçlü kadınlarla çalışmak sana neler kattı?
Olayı sadece güçlü ve kuvvetli kadınlarla çalışmış olmaya indirgeyemeyiz. Gerçekten iyi insanlarla çalıştım. Bu kadına ya da erkeğe değil, insana saygı meselesi. Zeki, komik ve yetenekli insanlardan çekinmem. Aksine böyle insanlara hayranlık duyarım. Onlarla çalışmak ve onlardan bir şeyler öğrenmek fazlasıyla heyecan verici.
Göğsüne ağda yaptırmış biri olarak (40 Yıllık Bekâr filmi), daha iyi biri olmak için küçük düşmeyi göze alır mısın?
Ben biraz süt çocuğuyum. Canım gerçekten çok acıdı fakat yine de bunu eşiğimin doğum anıyla kıyaslayamam. Doğum gerçekten muazzam bir acı. Siz acı çekerken arkadaşlarınızın size gülmesi kadar ilginç bir şey yoktur. Bu tam bir erkek davranışı. Erkekler, arkadaşlarının acı çektiğini görmeyi sever (bunu söylediğinde kendisine gülüyor). Romany Malco bir noktada yanımızdan ayrıldı çünkü midesi bulandı. Çünkü göğsümde resmen kan toplanmıştı.
Yani ağdayı tavsiye ediyor fakat arkadaşlarınızla birlikte olmak gerektiğini söylüyorsunuz?
Elbette. Çevrenizde size gülen insanlar olması her zaman iyidir.
