MİDENİN SESİNİ DİNLE

Açlık ıstırapları arasında gerçek bir hikâye. Kaynağın ağzından.

HEY! SEN, ORADAKİ, BİRAZ KONUŞABİLİR MİYİZ?
Yemek saatleri dışında ya da acılı kebapları bana gönderdikten sonra duymayı ummuyordun sesimi fakat benimle ilgili bilmen gereken çok şey var. Benim, diyetini sabote eden bir baş belâsı olduğumu ve daracık elbiselerin içinde berbat görünmeni sağladığımı, çok dolu, çok boş, çok baharatlı gibi dertlerle hep sorun yarattığımı düşünüyorsun.

Midenin de bir cinsiyeti var mı?
İster inan ister inanma, benim boyutlarım senin yediklerinle başa çıkamaz; ebatlarımız genetik olarak hesaplanmıştır ve sahiplerimizle orantılı olarak büyüme gösteremeyiz. İnce yapılı insanların midelerini tıka basa doldurabilmelerinin nedeni de budur. Meselâ, 45 kilo ağırlığındaki Sonja Thomas düzenli olarak beş erkekten dördünü 12 dakikada 39 sosisli sandviç yiyerek egale eden en ünlü yeme yarışçılarından biri. Onun iştahına gıpta edeceğinden emin değilim.
İstersen sen bir kilo pirzolayı midene indirirken benim yapacaklarıma bir bakalım: Fasulye şeklindeki formumun üst bölümü, başka bir deyişle fundus, bir kiler gibidir. Ta ki besinler benim merkez bölgem corpusa ve işlenmek amacıyla daha küçük bir kısmı kapsayan artruma doğru yola çıkıncaya kadar onları muhafaza eder. Burası esas sindirimin gerçekleştiği bölgedir ve sürekli olarak çalışır. Kaslarımı ritmik şekilde, besinleri asitlerle ve sindirimi kolaylaştırıcı özsular ile bir çamaşır makinesi gibi birbirine karıştırıp protein, karbonhidrat ve yağ olarak bileşenlerine ayırmak için esnetmek zorundayım.
Bu büyük bir iştir fakat bunun için 35 milyon asit salgılama bezinden yardım alıyorum. Normal bir günde, iki-üç litre mide öz suyu üretiyorum. Salgılanan bu asitler yalnızca sindirime yardımcı olmuyor; aynı zamanda bakterileri de öldürüyor ve seni hastalıktan koruyor. Normalde çeperimdeki sağlıklı bir mukus tabakası beni bu asitlerin zararlı etkilerinden koruyor fakat sen zaman zaman bu tabakayı kötüleştiriyorsun. Bakteriyel bir enfeksiyonla ya da sanki şekermiş gibi çeşitli ilaçlar aldığında onların asidi beni aşındırabiliyor. Bu tarzda çok fazla hasar da ülser anlamına geliyor. Bu da her midenin olduğu gibi benim de korkulu rüyam.
Ben bütün işlerimi doğru yapıp yediklerini kimus adı verilen lâpa kıvamına getirene kadar karıştırıyorum. Sonra her 20 saniyede bir kimus’u çamaşır sıkar gibi sıkmaya başlıyorum. Bu işlemi lapa haline gelmiş olan karışım yemek geçiş kanalının sonunda yer alan ince bağırsağın ilk kısmındaki duedonuma varana kadar yapıyorum. Bu işlemler sen her yemek yediğinde ortalama birkaç saatimi alıyor. Eğer yediklerin çok fazla ya da yağlıysa bu, bir süre daha mesai yapmamı gerektiriyor.
Durduğum tek zaman beyninin stres hormonu olan kortizolü salgıladığı andır. Çok stresli anlarda sindirimi tamamen durduruyorum çünkü içim sanki bir anda kelebeklerle doluymuş gibi hissetmeye başlıyorum. Bu durum kötüleştikçe sen de kendini hasta hissetmeye başlıyorsun. Stresten ötürü kötü hissettiğinde bil ki bu yüzden.
Ben tamamen boşken, salgıladığım ghrelin hormonu nedeniyle bir anda benim büzüldüğümü hissetmeye başlıyorsun. Beynin, bana “açlık hormonu” denen bu hormonu salgılamam için sinyal gönderiyor. Kendi kendime gelin güvey olmuyorum yani.Bu hormon kanına karıştığında da sen bu büzülmeleri hisseder hatta guruldamaları duyarsın. Çıkardığım diğer sesler ise sindirim sırasında çıkar ve bunlar gayet normaldir. <p>Yemekleri sindirirken 10-20 dakikalık bir süre bu sesleri durdururum ve ardından bir sonraki yemeğine kadar her iki saatte bir bunu tekrarlarım. Guruldamak için her zaman doğru anı yakalayamıyor olabilirim (geçen hafta sen, önemli bir sunum yaparken ben kendimi tutamadım, özür dilerim). Fakat tüm o gürültüleri tek başıma çıkartmıyorum; senin ince bağırsağın da oldukça gürültücü. Yemekler kalın bağırsağa gidene kadar, bağırsaklarındaki havayı ve sıvıyı itiyor ve bu da guruldama seslerine neden oluyor.<p>
Eğer gerçekten sessiz olmamı istiyorsan, yemek kokan yerlerden uzak durmaya çalışmalısın. Beynin, yemeği gördüğünde ya da kokladığında ghrelin hormonunu salgılayarak beni anlık olarak uyarıyor, ben de suyumu bu karışımın içine ekliyorum. Ayrıca tatlı şeylere bayılıyorum. Nitekim dilinin üzerinde tat algılayıcı proteinler var. Bunları insülin alımını dengelemek ve iştahın için kullanıyorum. Tâbii ki şekeri dilinin yaptığı gibi tadamam fakat tatlı şeyler seni mutlu hissettirecek hormonları salgılamam için hızımı yükseltiyor.

Tamam, sorununu anlıyorum ve belki tüm homurtuların görüntüme bir faydası olmuyor. Fakat şimdi beni iyi dinle; ben senin sandığından daha fazla iş yapıyorum. Günün 24 saati, aralıksız, hatta hafta sonları genelde iki kat daha fazla çalışıyorum. Seni hastalıktan korumak için yemeklerindeki bakterileri öldürüyorum ve en önemlisi, yemekleri, bulaşık yıkamaktan bir maraton koşusuna kadar, yaptığın her şey için gerekli enerjiye dönüştürüyorum. Öyleyse bana küçücük bir kredi ver ve şimdiden sıkıntıyı ortadan kaldır. Bu bana yağ çekmeni gerektirmez. Merak etme.
Bunun yanı sıra, bu gasp etmeye bayıldığın ve balkon olarak adlandırdığın yığınlar ben değilim. Abdomenin en üstünde, göğüs kafesinin hemen altında biraz solda duruyorum. Aynı zamanda düşündüğün kadar da büyük değilim. Boşken yalnızca 30 cm uzunluğunda ve 25 cm genişliğindeyim. Ayrıca üç litrelik besini koruyabilecek kadar da esneyebiliyorum. Epey etkileyici değil mi? Kendini aptalca doyurduktan sonra pantolonunun üst düğmesini açmanın nedeni de bu. Fakat kıvrım kıvrım olan göbeğin için beni suçlama. Onun benimle alakası yok. Onlar üst göbek yağlarının ta kendisi.

Ve lütfen şunu unutma: Sen diyet ve düzenli yemek arasındaki farkı ayırt edebilirken, ben bunu yapamıyorum. Ben yapay tatlandırıcılara sanki gerçeklermiş gibi reaksiyon gösteririm. Yani hep daha fazlasını isterim. İşte bu yüzden sen her diyet kola içtiğinde canın daha da çok browni istemeye başlar.
Çok fazla yediğinde, bunu en çok ben hissederim. Sana tıka basa dolu olduğumu ve daha fazlasını alamayacağımı bildirmek için leptin hormonu salgılamaya başlarım. Bu da sana kusman gerektiği hissini yaratır. Hoşuna gitmese de bu benim “Dur” deme tarzımdır. Sen, saniyeler içinde hapır hupur yemeğini yemeden, bana bunu söyleme şansı vermelisin. Yediğin yemeklerin üçte birini 20 dakika içerisinde sindirmeye başlıyorum. O yüzden yemek yerken acele etmezsen ve yavaş yavaş yersen, aşırıya kaçmadan kendini masadan uzlaştırabilirsin. Bunu becerebilirsen kendin için de benim için de çok iyi bir şey yapmış olursun. Çünkü sen kendini normalden ne kadar fazla yemeye alıştırırsan ben de kendimi o kadar genişletirim. Ben genişledikçe de senin doyma sınırın yukarılara çekilmiş olur. İnan o hale gelmek istemezsin çünkü ben büyüdükçe sen kendini hep aç hissedeceksin.
İşin iyi yanıysa değişikliğe çok çabuk adapte olabiliyor olmam. Bir süre ufak porsiyonlar tüketirsen, ben de kendimi o makul porsiyonlarla doymaya alıştırmış olurum. Ama bunu aniden yapma lütfen; alıştıra alıştıra yapmalısın. Bomboş olmayı sevmiyorum ve beni yeteri kadar beslemezsen ghrelin salgılamak zorunda kalırım. Bu da seni yüksek kalori içeren abur cubura iter. Bunu sanırım ikimiz de istemeyiz. Hadi gel seninle bir antlaşma yapalım: Sen beni boş bırakma, ben de “Beni doyur” diye bağırıp durmayayım. Gün boyunca sık sık, az ve sağlıklı besinlerle beslen ki, ben de tüm gün oyalanacak bir şeyler bulmuş olayım.

Yemekleri seçerken beni uzun süre idare etmeye yardım edecek tarzda yemekler tercih edebilirsin. Bu yiyecekler protein içeren balık, tavuk göğsü, yağsız biftek, yumurta ve yağsız süttür. Suyla karıştırılarak tüketilebilen esmer pirinç ve yulaf ezmesi gibi lifli gıdalar, beni bir süre daha oyalamaya yetecektir. <p>Diğer karbonhidratları ise çok çabuk sindiririm. Onlar ghrelin’in salgılanmasını ancak bir süre baskı altında tutabilir. Bu durum büyük bir hırsla senin yemekten önce çok daha açgözlü olmana neden olur. Karbonhidratlar ghrelin’i bastırma konusunda en etkisiz grup olduğu için bana sık sık onlardan göndermekten vazgeçmelisin. Yoksa üzülerek söylüyorum ki daha çok guruldamaya başlayacağım.
Maalesef, ben matematikte kötüyüm, bu nedenle kalorileri hesaplamak sana kalmış. İçimi kızarmış patates ya da salatayla doldurman arasında benim için inan hiçbir fark yok. Yeteri kadar dolayım bana yeter. Benim için önemli olan yediklerinin hacmi, kıvamı ya da ne kadar kalori içerdiği değil. O kızarmış patateslerin ne kadar yağ içerdiğini bilemem ama onların beni birkaç taze meyve kadar uzun süre dolu tutmayacağını çok iyi biliyorum.
Güzel, beni can kulağıyla dinlediğin için teşekkür ederim. Düşünüyorum da, sen ve ben kesinlikle iyi bir takım olacağız. Eğer beni protein ve lifli yiyeceklerle dolu tutarsan, doluyken yemeyi kesersen ve gelip geçici diyetlerden uzak durursan; ben de ihtiyaçlarını karşılayabilme aralığını genişletecek, yediklerini sterilize edecek ve yediklerini ince bağırsağına yollayacağım. Belki, bu yıl bikini sezonunda birlikte hiç olmadığı kadar eğleniriz.

Mide Entrikaları
Midenin tuhaf davrandığını mı düşünüyorsun? O halde hayvanlar âlemi üyeleri tarafından gerçekleştirilen sonraki sayfada yazılmış olan sindirim şekillerine bir göz at. Hatta fotoğraflardaki hayvanların yaptıklarıyla eşleştirmeyi dene.

1. Midesini ter yüz edebilir.
2. Midesini dışarı çıkartır. Onu rahatsız eden içerikleri ayıklar sonra midesini tekrar yutar.
3. Midesinde 200’den faz-la yengeç bulunmuştur.
4. Dört hazneli bir midesi vardır.<
5. Bir keresinde midesinden beş kilo kadar saç yumağı çıkartılmıştır.
6. İki tane midesi vardır. Birisi kendi yemeği için, diğeri ise başkalarıyla paylaşacağı yemekler için.

Cevaplar: 1: f; 2: c; 3: a; 4: b; 5: e (Sürpriz! Bu geçen sene gerçekten 18 yaşında bir kadının başına geldi.); 6: d

Geçiş   Zamanı
Kocaman bir tabak yağlı bir yemekle kendini tıka basa doldurduktan sonra, yediklerinin tamamının midende oturuyormuş gibi bir his uyandırdığı anları bilirsin. Bazen bu gerçekten böyledir. Yemekler, altı ilâ sekiz saat içinde midenden ince bağırsaklarına geçer ve ortalama olarak, tüm sindirim sistemini dolaşması bir ilâ üç gün arasında değişen bir zaman alır. İşte sana bu yarış sırasında içinde yığılıp kalan bazı yaygın yiyecekler.
Patates cipsi, Olestrali
Brokoli
Misir
Sakiz
Patates cipsi
Big mac

BENZER YAZILAR