Hız yapmamalıyız. Bu çok net! Fakat birçok zaman en sakin ve temkinli sürücüler dahi sürat yapmak isteyebiliyor.
Geç kaldınız; işe, çocuklarınızı almaya, hatta düğününüze (şimdiden yattı o iş!).. Her neyse…
Evet yataktan biraz daha erken çıkabilirdiniz. Fakat erkekler sorunlarını böyle çözmüyorlar değil mi? Öyle olmasaydı V8 motorlarını icat etmiş olmazdık.
Hız yapmayı tavsiye edecek değiliz fakat teorik bir soru var: kaybedilen zaman için ne kadar hız yapmak gerekiyor? Çözmek için 2 şeyi bilmelisiniz: Bitiş çizgisine olan uzaklığınız, mesafeniz ve o yolu almanız için gerekli olan dakika miktarı.
O zaman hız, zaman ve mesafe arasındaki klasik lineer ilişkiyi değerlendirerek saatte ne kadar kilometre alabileceğimizi bulalım. Sona yaklaştığınız sürece, zaman kazanmak için daha hızlı olursunuz. Çok trafik lambasının olmadığı bir ortamda düşünelim: toplumun ana şerit değiştirme şansının olduğu yer, otoban.
Öyle olsa dahi sık sık frene basmalıyız. Tamamen kontrolsüz, hız sınırının 40 km üstünde bir hız yapmak istemiyorsanız, çoğu kısa yolculuk ne efora ne de riske değmeyecektir. Çünkü: 40 kmlik bir yolculukta normal hızını 105 km/saat ise 5 dakika kazanabilmek için ortalama hızınızı 137 km/saat’e çekmeniz gerekmekte.
Fakat daha uzun yolculuklar için biraz dahi gaza basmak fark yaratabilir. Örneğin 4000 kmlik bir yolda, 105 km/saatlik bir hızı sadece 8 km daha artırmak neredeyse 2.5 saat fark yaratacaktır.
Eve yaklaştığınızda unutmayın, zaman kazanmaya çalışmak zorlu ve tehlikelidir. 10 dakika gecikiyor bile olsanız, hızınızı çok artırmanız gerecektir. 187 km/saat. Umarız bir Bugattiniz vardır. Fakat olsa dahi uygun olmayan yollarda sürat yapmaktan lütfen kendi sağlığınız ve trafikte diğer insanlar için vazgeçin.
