Sinirleriniz bozuluyor, biliyoruz. Ama bazılarının dünyaları yemesine rağmen hiç kilo almamasının mantıklı bir açıklaması var.
Hepimizin böyle arkadaşları vardır. Onları sınırsız ekmek yerken, yağlı yiyecekleri ardı ardına tüketirken görür, ama her nasılsa bir kilo bile aldıklarını göremeyiz. Üstelik bu kişiler diyete girdikleri andan itibaren hızla kilo verirler. Diyetinize ne kadar sadık kalsanız da, beslenmenize ne kadar dikkat etseniz de, siz 1 kilo verene kadar o insanların hemencecik süzüldüğünü gözlemlersiniz. Peki bu insanların sırrı nedir?
Cell’de yayımlanan yeni ve oldukça ilginç bir çalışmanın sonuçlarına göre, her insanın kan şekerinin aynı besinlere verdiği tepkiler değişiklik gösteriyor. Yani, zayıflamak için ”en iyi” diyet kavramı o kadar da doğru olmayabilir. Bu diyetlerin genellikle düşük glisemik indeksli besinleri tüketmeye teşvik ettiğini de ayrıca belirtmek lazım.
Uzun zamandan beri, glisemik indeks, belirli bir besinin kişinin kan şekerini nasıl yükselttiğini belirlemek için kullanılmakta. Ana düşünce ise bir besinin glisemik indeksi yüksekse, tüketildikten sonra kan şekerinin doğru orantılı olarak yükseleceği, dolayısıyla da yağ depolama hormonu olarak bilinen insülin salınımının artacağı yönündeydi. Daha önceki araştırmalarda da yüksek kan şekeri obezite ile ilişkilendiriliyordu.
Genel kabul edilen düşünce bu olsa da, Weizmann Institute of Science araştırmacıları bu teoriyi test ederek her insanın kan şekerinin belirli besinlere aynı tepkileri verip vermediğini ölçmeye karar verdi. Bu amaçla 800 gönüllünün kan şekeri değerleri 1 hafta boyunca sürekli olarak ölçüldü. Katılımcılardan tükettikleri besinleri kayıt altına almaları istenirken, her katılımcı için standart bir kahvaltı sunuldu.