Beslenmek sadece fiziksel açlığı gidermek anlamına gelmiyor. Her açıdan sağlıklı olabilmek, kilo almamak ya da gereğinden fazla vermemek, hayatımızı en iyi ve mutlu şekilde sürdürebilmek için de dengeli ve yeterli beslenmemiz gerekiyor.
Sağlık, sadece fizyolojik açıdan iyi hâl durumu değil, aynı zamanda ruhen ve sosyolojik açıdan da iyi olmak olarak tanımlanıyor. Sağlıklı ve dengeli beslenmek kişinin ilk olarak fizyolojik sağlığını korusa da, dolaylı olarak ruhsal ve sosyolojik sağlığına da katkıda bulunuyor. Fizyolojik olarak insan vücudunun işleyişinin devamlılığı için besinler son derece önemli. Aynı zamanda daha mutlu bir yaşam için de beslenmenin gerekli olduğu gerçeği göz ardı edilmemeli…
Peki sağlıksız bir beslenme düzeni ile yaşarsak vücudumuzda neler olur? Hangi hastalıklara kapı aralamış oluruz? İşte bu soruların cevapları:
BÖBREK SAĞLIĞI
Dengesiz beslenme vücudumuzdaki bütün organları etkiler. Bunlardan en önemlilerinden biri de böbreklerdir. Aşırı yemek böbrekler için çok sakıncalıdır; belirli besinlerin fazla tüketilmesi sonucu oluşan böbrek hastalıkları, sağlığı ciddi olarak tehdit eder. Günümüzde diyalize bağlı yaşamak zorunda kalan birçok hastanın temel beslenme düzeninde (genetik etmenler dışında) bozukluklar olduğu göze çarpıyor.
KALP HASTALIKLARI
Kalp, kolesterol ve tansiyon problemi olan hastaların günlük beslenme düzeni incelendiğinde, bu kişilerin hem gereğinden fazla yemek yediği, hem de doğru besin seçimi yapamadığı gözlemleniyor. Özellikle tuz içeriği yüksek, hayvansal kaynaklı gıdaların fazla tüketilmesi sonucu oluşan kalp hastalıklarının temelinde, yine sağlıksız beslenme alışkanlıkları yatıyor.
KANSER RİSKİ
Antioksidan içeriği yüksek olan gıdaların sık sık tüketilmesinin, vücutta kanser oluşma riskini düşürdüğü artık biliniyor. Bununla birlikte, tüm besin öğelerinin günlük olarak yeterli düzeyde vücuda alınması gerekiyor. Yanlış besin seçimi ve doğru olmayan pişirme yöntemleri ile zararlı serbest radikallerin vücuda alınması, kanser oluşum riskini arttırıyor.
ŞEKER HASTALIĞI
Dünyada en yaygın görülen hastalıkların başında gelen diyabetin en önemli sebebi, yanlış beslenme alışkanlığıdır (Tip 1 diyabet haricinde). Basit şekerlerin çok fazla tüketilmesi, hazır gıdaların sıklıkla tercih edilmesi, yanlış pişirme teknikleri, yanlış besin seçimi, sürekli olarak gıda alımı gibi alışkanlıklar, her geçen gün şeker hastalığına yakalanma riskini arttırır. Böyle bir riskle karşılaşmamak için yaşamımızın sonuna kadar yeterli ve dengeli beslenmek zorundayız.
PSİKOLOJİK SORUNLAR
Sağlıklı bir ruh hâli, günlük yaşamımızı yönlendiren başlıca kaynağımızdır. Özellikle psikolojisi bozuk olan kişilerin daha fazla yemeye yöneldiği, artık bilinen bir gerçek. Öfke, stres, moral bozukluğu ve ruhsal yıkım, yanlış besin seçimlerine ve daha sağlıksız beslenmeye neden oluyor. Ancak tüketilen (ya da eksik bırakılan) bazı besinler de zaman içerisinde psikolojimizi bozabiliyor. B1, B2, B6 Vitaminlerinin ve magnezyumun depresyon tedavisinde kullanılıyor olması, bazı besin öğelerinin hayatımızda ne kadar önemli olduğunun açık bir kanıtı.
CİNSEL PROBLEMLER
Maslow’un hiyerarşi teorisinde en temel ihtiyaç olarak görülen seks, düzensiz beslenme alışkanlığından etkilenir ve yaşanılan cinsel problemler mutsuzluğa neden olur. Yapılan çalışmalar, özellikle kilo problemi olan kişilerde oluşan tatlı yeme isteğinin temel nedenlerinden birinin, düzensiz seks yaşamı olduğunu gösteriyor. Sağlıklı bir cinsel hayat için de dengeli ve sağlıklı beslenmek hayati önem taşıyor.
Yazı: Diyetisyen Serkan Tutar
