Bebek, bebeğim, bebikto, bebiş…Peki ne için?
“Bebek” kelimesinin kendisi bile içini ısıtmaya yetiyor; değil mi? Bazen ruhunu o denli sarıyor ki, ona bakarak uyuyakalmak istediğin bile oluyor…O zaman bilim konuşsun: “Bebek” kelimesinin kadın beyni üzerinde sır dolu bir etkisi var. Nedir bu etki diye soracak olursan, onun da bilimde cevabı hazır: Oksitosin.
Bu konu üzerine yapılmış çalışmalar içerisinde yeterli kanıt bulabilmek için henüz erken. Fakat, kelimelerin biyolojik tepkiler üretebileceğine dair kanıtlardan bahsedebiliriz. Tech Knowledge’a göre, negatif ve pozitif kelimeler, bedenimizde biyolojik birtakım etkiler yaratıyor. Örneğin, “hayır” sözcüğünü duyduğumuz anda, vücudumuz strese neden olan kimyasallar salgılamaya başlıyor. Bunun tam tersi ise “evet” ya da “bebeğim” sözcüğü duyulduğunda gerçekleşiyor.
Harward Law Scool tarafından yayımlanan bir raporda da pozitif sözcüklerin ve imajların müzakere süreçlerinde etkili olduğu beliriliyor. Çalışmanın önerisine göre tek bir sözcük bile (örneğin kaybetmek yerine korumak) sunumlarda bilinç dışı yollardan insanların kararları üzerinde etkili olabiliyor.
Seçilen kelimelerin direkt ya da dolaylı yoldan duygusal tepkiler üzerinde etkili olduğunun da farkında olduğumuza göre, bilimin sunduğu yanıtları daha yakından incelemeye koyulabiliriz.
Günlük hayatın kimi zaman korkutucu olabilecek evreninde, güvenlik hissi çoğu zaman elimizden kayıp gidiyor. Kendimizi korumasız hissettiğimiz bir anda, bize aşık olduğundan emin olduğumuz kişi bize “bebeğim” diye seslendiğinde, tüm bu korkularımız hafifletiveriyor. Bu durumun ne kadar güçlü ya da bağımsız olduğumuzla ilgisi yok. Sadece, hayatın zorluklarına karşı göğüs gerebilmek için, karşımızdakinden güzel şeyler işitme ihtiyacı duyuyoruz. Hastaysak, yorgunsak ya da üzgünsek, göz yaşımızı silebilen ve toparlanmamıza yardımcı olan birilerinin olduğunu bilmek bile içimizi ısıtmaya yetiyor.
