İnsanoğlunun koşu tarihi, ilk olarak atalarımızın içgüdülerinin peşinde koşmasıyla başladığı tahmin ediliyor. Avı yakalamak ya da kendisi av olmamak için yapılan koşular tarih öncesine gidiyor. Amaç hayatta kalmak!
Güvenlik ve beslenme problemi ortadan kalktıktan sonra bir spora dönüşen koşu ilk olarak İrlanda’da ortaya çıktığı düşünülüyor. Tarih milattan iki bin yıl önceye kadar dayanıyor. Fakat maraton için resmi tarih M.Ö. 490’ı gösteriyor. Yunanlı tarihçi Herodot’a göre Yunan ordusunun Pers’lere karşı Marathon adlı bölgede zafer kazanması üzerine, farklı kaynaklara göre Pheidippides ya da Ariston isimli asker, haberi Atina’ya ulaştırmak için yola koyularak yaklaşık 42 kilometre koşuyor. Vardığında ‘Zafer’ diye bağıran ve yorgunluktan harap düşen askerin son sözü de bu oluyor. Bu arada maraton kelimesinin bölgede büyüyen ve savaş alanına da adını veren, rezene bitkisi için Antik Yunanca olduğunun da altını çizelim.
Tarihte en iyi olimpiyat koşucusu, MÖ 164-152 tarihleri arasındaki bütün karşılaşmaları kazanan Rodoslu Leonidas’dı.
Modern olimpiyatların birincisi sayılan 1896 yılında düzenlenen Atina Oyunları’nda yapılan maratonu kazanan Spyridon Louis oluyor ve tarihe geçiyor. Şu anki standart uzunluktaki koşu ise ilk defa Londra’daki 1908 Oyunları’nda gerçekleşti.
