“Kadınlar her yerde” dedik demesine, fakat Olimpiyat Oyunları’nın tarihinde kadınlar ne kadar yer bulabilmiş diye araştırdık ve çarpıcı sonuçlar elde ettik. Kadınlar Günü için yaptığımız bu derleme sizleri de şaşırtacak.
Antik Yunan’da kadınlar yarışamıyordu. Olympia’da, Hera adına düzenlenen kendi festivalleri vardı ve yalnızca koşudan oluşan oyunlara ev sahipliği yapardı. Koşu yarışını kazananlar tıpkı Olimpiyat galibi gibi zeytin dalıyla taçlandırılırdı. Daha önemlisi Hera tapınağında resmedilirlerdi. Araştırmalara göre ise Sparta’da koşu yarışlarına katılan kadınların bronz heykellerine ulaşmak mümkün.
1896 yılında düzenlenen Olimpiyat Oyunları’na ise 241 sporcu katıldı. Fakat aralarında hiç kadın yoktu! 1900 yılında 997 sporcu arasında 22 kadın boy gösterdi. Erkekler 19 dalda yarışırken, kadınlar ise 5 dalda yarıştı.
İngiliz tenisçi Charlotte Cooper ilk kadın Olimpiyat Şampiyonu olarak adını tarihe yazdırdı.
21. yüzyıla geldiğimizde ise eşit şartlar için mücadele edilse de hala cinsiyetçi yaklaşım sürmektedir. Son olimpiyatlara katılan kadın sayısı bir öncekine göre yüzde 10’a yakın artış gösterdi. Türkiye ise 2012’de Londra’ya 45 erkeğe karşın 66 kadın sporcu gönderdi. Bu arada 106 kişiden oluşan Rio’daki Olimpiyat Komitesi’nin sadece 24 üyesi kadındı.
Olimpiyat Oyunları’nda medyada da ayrımcılık ne yazık ki son hız devam ediyor. Yapılan araştırmalara göre erkek sporcular kadınlara oranla, kendilerine basında tam 3 kat fazla yer buluyor. Kadınlar büyük çoğunlukla güzellikleri ve ilişkileriyle yer alıyorlar. Ya da daha kötüsü başarılarının arkasında yine sporcu olan kocalarının bulunduğu notuyla!