Katie Hug, lisedeyken ergenlerin tipik (sen onu korkunç diye oku) atıştırma alışkanlıklarına rağmen inceymiş. Kilo almaya sebep olabilen anksiyete ve depresyon ilaçları bile beden ölçüsünde bir değişikliğe sebep olmamış. Üniversitede sağlıksız yiyeceklerin ağırlıkta olduğu beslenme düzeni ve kullandığı (giderek sayısı artarak 12’ye ulaşan) ilaçlar, bel çevresini de kalınlaştırmaya başlamış. Şu anda 33 yaşında olan Katie, “İlaçlar beni sersem yapıyordu, gördüğüm her şeyi mideye indiriyordum” diyor. Üç hamilelikle beraber iyice kilo almış ve 162 santim boyundaki Katie 29 yaşındayken 122 kiloya ulaşmış.
Değişim
2012’de checkup’a girdiğinde, Katie’nin doktoru ona durumunu nazikçe anlatmış. “Benim morbid obez olduğumu söyledi. Bu kulağa korkutucu geliyordu” diyor. Doktorunun tavsiyesi ise en azından egzersiz yapmayı denemesi olmuş. İp atlamaya başlayan Katie, başlarda kendini yorgun hissetse bile elinden geleni yapmış ve 46 bedenden 44 bedene düşmüş. Bu onun ilk başarısı olmuş.
Yaşam Tarzı
Katie, doktoruyla yaptığı konuşmadan sonra psikiyatrından ilaçlarını azaltmasına yardımcı olmasını istemiş. Bu dönemi, “sis bulutunun içinden açık havaya çıkmak gibi” şeklinde tarif ediyor. Bu yeni berrak görüşü sayesinde her sabah evinin etrafında yürümeye, aldığı kaloriyi ise bir aplikasyonla takip etmeye başlamış. “Günde 5.000’e yakın kalori aldığımın farkında bile değildim. Bunu yarıya indirdim” diyor. Makarna ve işlenmiş gıdaları tavuk, hindi, balık ve sebzelerle değiştirip bir yılda 18 kilo vermiş. Ancak ne yazık ki zayıflayan sadece bedeni olmamış: “Saçlarım dökülüyordu ve her duşa girdiğimde küvette gördüğüm miktar artıyordu.”
Doktoru ona sisteminin devamlı değişim yaşadığı için şoka girdiğini ve karbonhidratı azaltarak toparlanabileceğini söylemiş. “Beyaz ekmekten koparıp koparıp yerdim; bir lokma, bir lokma daha derken fark etmeden bir ekmeği yiyordum” diyor. Değişimi organik tam tahıllı ekmekle gerçekleştirmiş ve her gün bir dilim yemeye başlamış. Böylece ekmeğe olan düşkünlüğü sona ermiş. Beyaz ekmek olmadan daha enerjik hissettiğini söylüyor. 2013’ün ortasında yürüyüşlerini dört kilometreye çıkarmasının ardından koşuya başlamış ve bir kişisel eğitmen gözetimine girmiş. Koşuya eklediği ağırlık egzersizleri, 74 kiloya kadar inmesine yardımcı olmuş. 2014’ün Eylül’ünde katıldığı bir yarı maratonu bile tamamlamış. (Sadece “neden olmasın?” diye düşündüğünü söylüyor.) Bu dönemde iyi beslenmeye ve günde 1.800 kalori almaya odaklanmış: “Yumurta beyazı ve keçi peyniriyle yüksek proteinli pancake’ler yapıyordum. Salatada ranch sos yerine vinegret sos kullanıyordum” diyor. Katie, bu yılın Haziran ayında 60 kiloya (başladığı kilonun yarısından daha az) ve 38 bedene inmiş. Daha da iyisi, vücut yağı yüzde 45’den 18’e düşmüş.
Ödülü
Katie, “Ruh hâlimin nasıl iyileştiğini kelimelerle ifade etmem mümkün değil” diyor. “Kötü bir rüyadan uyanmış gibiyim.” Özellikle de eşiyle birlikte koştuğu 10K yarışlarından çok zevk alıyor. İşin en güzel yanı ise, artık bedeni iyi yiyeceklerden oluşan sabit bir beslenme düzenini kabul etmiş durumda ve bu sayede saçları hiç olmadığı kadar sağlıklı ve güçlü.
Katie’nin İpuçları
Gücünü test et. “Spor salonundaki makinelerini kullanmak yerine lastikleri taşıyor ve ağırlıklı kızakları çekiyorum. Bu daha büyük motivasyon sağlıyor.”
Kahvaltılarını geliştir. “Şekersiz meyveli yoğurtları keşfedene kadar şekerli kahvaltılık gevrekler yerdim. Yoğurt hem beni doyuruyor hem de tatlı isteğimi kontrol altında tutuyor.”
Hazırlığı eğlenceye dönüştür. “Hafta içi akşamlar çok yoğun oluyor, bu yüzden Pazar gününden hazırlığımı tamamladığıma emin oluyorum: Erken kalkıp alışveriş yapıyor ve mutfakta dans ederek yemek pişiriyorum.”