Organ Nakli ve Bağışı

Organ bağışı ve nakli konusunda merak edilenleri T.C. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü, Dr. Ahmet Çakıroğlu sizin için cevapladı.

Organ nakli nedir?

Çok basit olarak görevlerini yapmayan organların yerine yenilerinin takılmasıdır. Bir başka deyişle hasta olan, işlevini yerine getirmeyen organın yenisiyle değiştirilmesi de diyebiliriz.

Organ bağışında bulunmak bağışçının hayatını riske atar mı?

Bu konuyu ikiye ayırmak lazım. Birincisi kadavra bağışı, ikincisi canlı bağıştır. Kadavra bağışı kişinin vefatından sonra yapılır. Bu durumda hayatını ya da sağlığını riske atma gibi bir durum söz konusu olamaz. Canlı organ bağışında kişiyle ilgili çok ciddi tetkikler yapılır. Yeterince tetkik yapıldıysa ve doğru şekilde incelendiyse kişinin hayati riski yoktur. Zaten kişinin hayatı konusunda en ufak bir risk söz konusuysa, hem kanuni hem de tıbbi olarak organ bağışı kabul edilemez. Bu kişilerin organ bağışı iptal edilir.

Kimler organ bağışında bulunabilir?

Bu konuyu da kadavra ve canlı bağışı olarak ikiye ayırmak lazım. Kadavra bağışı herkes için uygundur. Kişinin vefatı halinde eğer organlar kullanılabilir durumdaysa yapılır. Ancak canlı bağışta temel prensip kişinin sağlığına zarar verilmemesidir. Karaciğer naklinde genç vericiler tercih edilir zira ilerleyen yaşlarda karaciğerin yağlanma durumu söz konusudur. Böbrekte ise genç ve yaşlıdan ziyade böbreğin fonksiyonel olması önemlidir. Yapılan tahliller bu konuda bize yol gösterir. Kişinin organ bağışından sonra hayatında bir risk olmayacağı tespit edilirse organ nakli yapılır.

Kimlere organ nakli yapılamaz?

Organ naklinden fayda görmeyecek kişilere yapılamaz. Burada kimleri kastediyoruz. Çok yaşlı, ileri derecede kalp hastası olan, nakilden sonra yaşam ömrünün kısa olacağına tıbbi olarak kanaat getirdiğimiz kişiler ya da kanser hastaları… Beş yıl önce kanser geçirmiş hastalara herhangi bir şekilde nakil yapılamaz. Çünkü yaptığımız nakilden kişinin zarar görmesi, fayda görmesi ihtimalinden daha yüksektir.

 

Organ bağışı için yaş sınırı nedir?

Kadavra nakillerde herhangi bir yaş sınırı yoktur. Vefat halinde organların sağlığı esastır. Canlı nakillerde ise 18 yaş sınırı elzemdir. 18 yaşından önce kişi bağışçı olamaz. Kanunlarımızda bu durum net bir şekilde açıklanmıştır. 2832 sayılı kanunun beşinci maddesi bu konuyu çok net ifade eder. Yaşlılıkta örneğin karaciğer nakli söz konusuysa 50-55 yaş üst sınırdır. Ancak böbrek naklinde yaştan ziyade böbreğin sağlığı daha önemlidir.

Hayattayken organlarını bağışlayan bir kişi daha sonra bundan vazgeçebilir mi?

Elbette vazgeçebilir. Bir kişi iki şahit huzurunda organlarını bağışlayabilir. Bu Sağlık Bakanlığı tarafından kayıt altına alınır. Bu izin doğrultusunda kişi organ bağışlamış sayılır ve vefat halinde gerekli işlemler yapılır. Ancak kişi istediği zaman vazgeçebilir, vazgeçtiğini bildirmesi yeterlidir. Etrafındaki insanlara “Vefatım halinde organlarımın bağışlanmasını istemiyorum” demesi kâfidir. Herhangi bir zorlama yoktur çünkü bu gönüllülük esasına dayalı olarak yürüyen bir iştir.

T.C. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi organ nakli ameliyatlarında ülke genelinde nasıl bir yere sahip? Bu konuda hangi alanlarda öncülük ediyor? Başarı oranı nedir?

T.C. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi oldukça büyük ve köklü bir kurum. Biz iki türlü nakil yapıyoruz. Soyut organ nakli yani böbrek ve karaciğer nakli. Bir de doku nakli yani kemik iliği ve kornea nakli gibi… Ancak bizim organ nakli derken daha çok anlattığımız şey soyut organ naklidir. Üniversitemiz bu konuda hem dünyada hem de Avrupa’da iyi bir konuma sahip. Amacımız bu değil ama kadavra bağışımız çok olmadığı için ülkemizde organ nakilleri canlı bağış üzerinden yürüyor. T.C. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi bu konuda Türkiye ortalamasının altında olmadığı gibi, genel itibarıyla bakıldığında önde gelen merkezlerden biri olduğunu söyleyebiliriz.

Organ bağışında Türkiye diğer ülkelerle kıyaslandığında ne durumda? Türkiye’nin organ nakillerindeki başarı oranı nedir?

Türkiye’nin canlı nakillerde en az ABD ve Avrupa ülkeleri kadar başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Kadavra nakillerde ciddi sıkıntımız vardır. Buradaki sıkıntımız başarı oranında değil sayılardadır. Gelişmiş ülkelerde kadavra nakil oranları yüzde 70-80’lerdeyken, bizde maalesef yüzde 20’ler civarında. Bizdeki nakillerin yüzde 80’inden fazlası canlı nakillerdir. Oransal olarak düşük kalsak da başarı oranı olarak dünya ülkelerinden geride değiliz. Birçok ülkeden daha iyi olduğumuzu da söyleyebiliriz. Bu konuda niye bu kadar rahat konuşuyoruz çünkü bakanlığın elinde 2009’dan beri tüm Türkiye’nin nakil verileri var. Bunlar uluslararası platformlarda yayınlanıyor. Başarımızda bu platformlarda çok net ifade edilebilir. Türkiye’de böbrekteki başarı oranı yüzde 97’leri geçerken, karaciğerde ise bu oran yüzde 80’leri aşmaktadır.

Organ bağışını teşvik etmek için ülkemizde neler yapılmalı?

Ülkemizde en ciddi sıkıntılardan biri bu… Bu konuya mutlaka el atmak zorundayız. Bunu resmi organlar vasıtasıyla yapmak zorundayız. Ülkemizde zaman zaman özellikle 3-9 Kasım haftasında kampanyalar düzenleniyor. Zaman zaman televizyon programlarında bu konuya yer veriliyor. Ancak bütün bunlar tek başına yeterli değil. Sadece bir haftayla ya da belli dönemlerde yapılan etkinliklerle arzu edilen başarıyı yakalamak mümkün değil. Türkiye 2000’li yıllardan bu yana sistem değişikliğiyle milyon nüfus başına kadavra bağışını 0.5’ten 7’lere kadar çıkardı. Bu bir başarı ama Avrupa’yı düşünürseniz hâlâ onların 10 kat gerisindeyiz. Başta Sağlık Bakanlığı ve resmi kurumlar olmak üzere toplumsal bir kampanya yapılması şart. Bununla ilgili çok daha fazla kamu spotuna ihtiyacımız var. Mutlaka toplumun tüm kesimlerine hitap edecek şekilde görsel ve afişlerin oluşturulması lazım. Sigarayı bırakma ya da aşı kampanyasında olduğu gibi toplumun tüm kesimlerinin katılımını sağlayacak bir kampanyaya ihtiyaç var. Mutlaka okullarda ders olarak bu konunun okutulması lazım. Bir şekilde insanlara daha başlarına gelmeden bu konuyla ilgili bir eğitim verilmesi gerekiyor. Organ nakli özel bir iş. Bütün dünyada her sağlık biriminde para harcanırken, organ naklinde daha kronik hastaları nakil yoluyla kurtardığınız için hem para kazanıyorsunuz hem de hastaya sağlık veriyorsunuz. Bu kadar avantajlı bir işin peşinin bırakılmaması lazım…

 

BENZER YAZILAR