ORGANİK YAŞAM

Hormonlu gıdaların Dünya Sağlık Örgütü’nün gelecekteki raporlarında olumlu sonuçları olabileceğini hiç sanmıyoruz.
Zaten günümüzde bile kanser hastalarının sayısının hızla artması, organik gıdaları zannedildiği gibi lüks bir ihtiyaç olmaktan çıkardı ve zaruri ihtiyaç statüsüne yerleştirdi. Çoğu işlenmiş besinin tersine, organik gıdaların üretim sürecinde kimyasal ilaç, hormon, yapay gübre, renklendirici, antibiyotik ve koruyucu maddeler kullanılmıyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; her yıl 500.000 kişi tarım ilaçları yüzünden zehirleniyor ve bunların 5.000’i yaşamını yitiriyor. Ayrıca organik gıdaların hiçbir şekilde genleriyle oynanmamış olması da büyük önem taşıyan bir başka konu.

Her Adım Başı Organik Market Olsun
Şu anda organik ürünler azınlık muamelesi görüyor. Organik ürün satan mağazaların, her sokakta bir Starbucks modeline yaklaşmaları için önlerinde uzunca bir yol var. Eminiz ki organik kahvenin tadına bakmış kişi sayısı da çok fazla değildir. Yine de onlara ulaşmak için arama motoruna “organik ürünler” yazman yeterli. Tabii piyasada talebin şimdilik az olması ve dolayısıyla üretim arttırılamadığı için fiyatlar yüksek. Yine de brokoli, portakal, domates ve mandalina gibi ürünler konvansiyonel, yani geleneksel tarımla üretilenlere kıyasla çok pahalı sayılmaz. Fiyat farkını hissedebileceğin gıdalar ise, üretimi daha zor olanlar…

Organik Giysiler
Tıpkı yediğimiz besinler gibi pek çok tekstil ürününün de dokusunda ve boyasında kimyasal katkı maddeleri bulunuyor. Oysa organik tekstil ürünlerinin üretiminde kullanılan pamuğun yetiştiği tarlaya kimyasal gübre atılmıyor ve dokunan iplikte boya kullanılmıyor. Avrupa ülkelerinde özellikle bebek giyimi ve kimyasal maddelere alerjisi olan kişiler için üretilen iç çamaşırları oldukça popüler. Türkiye’de ise yaygın olmasa da bazı markalar organik koleksiyonlarını görücüye çıkarıyor.

Katkısız Cilt Bakımı
Cilt ve saç bakımı için kullandığımız çoğu bakım ürününde petrokimya ürünü olan sentetik hammaddeler kullanılıyor. Özellikle tenle direkt etkileşimde bulunan ürünlerin seçiminde dikkatli olmak gerekiyor. Neredeyse tüm kozmetik ürünlerinde, kansere yol açtığı bazı araştırmalarla kanıtlanan “paraben” ve özellikle antiperspirant deodorant üretiminde kullanılan “alüminyum”a karşı tedbirli olmakta fayda var. Cilt dostu ürünlerde ise koku veya fazla köpürme gibi özellikler sağlayan sentetik maddeler yerine organik olanlar kullanılıyor.

Hâlâ Aynı Şeyleri Mi Kullanıyorsun?
Yaşadığımız mekânları temizlemek için kullandığımız ürünler, asit ve damıtılmış petrol gibi pek çok zehirli kimyasal madde içerir. Öyle ki günlük yaşantımızda kullandığımız ürünlerle aldığımız kimyasal madde sayısı 50.000’in üzerinde… Örneğin çamaşır deterjanlarında fenol ile amonyak, dezenfektanlarda solunması hâlinde tehlikeli olan uçucu kimyasallar ve koku gidericilerde naftalin gibi birçok kimyasal madde, su, hava ve toprağa karıştıktan sonra vücudumuzda depolanmaya başlıyor. Bununla birlikte çevreye duyarlı ürünler bulmak da mümkün.

BENZER YAZILAR