PANİK ANLAR

Panik atak, sandığın kadar seyrek gelişen bir durum değil. Dünya nüfusunun yüzde 25’ten fazlası, hayatında en az bir kez panik atak sendromunu yaşıyor. Peki, nedir bu panik atak?
Yatakta uzanmış tavanı seyrederken uyumaya çalışıyordum. Birdenbire sinir uçlarım tutuşuverdi sanki, kaslarım çelik gibi gerginleşti ve kalbim hızla çarpmaya başladı. Sanki yatak odası etrafımda dönüyordu, yorgana sımsıkı sarıldım. Kafamda üç düşünce vardı: Çıldırıyordum, bir delilik yapmak üzereydim ve ölecektim. Hemen kaçmalıydım oradan, yataktan fırlayıp dışarı koşturmak, pencereden aşağı atlamak istiyordum. Ama kıpırdayamıyordum bile. Korkudan felç olmuştum sanki. Karşıdan karşıya geçerken bir otomobilin son sürat üstüne geldiğini farkettiğin zaman yaşadığın ölüm korkusu gibi bir his. Ortada otomobilden eser yoktu. Ölümcül tehlike sadece beynimin içindeydi.

45 dakika sonra her şey bitmişti. Bu olay olurken çıldırdığımı düşünüyordum ama daha sonra bunun panik atak olduğunu anladım. Panik atak, çok kuvvetli, birdenbire ortaya çıkan, anlaşılmaz bir korku duygusu olarak açıklanabilir. 10 dakika içinde zirveye tırmanan olayın çeşitli semptomları görülür: Kalp çarpması, terleme, titreme, nefes daralması, ağrı, boğulma hissi, mide bulanması, baş dönmesi, birdenbire basan sıcak, çıldırma ve ölme korkusu, zihinsel kontrolünü kaybetme gibi… Hatta dünyanın gerçek olmadığını ve ruhun bedenden ayrıldığını bile düşünebilirsin. İşte panik atak esnasında bütün bu semptomlarla boğuşuyordum. Bir psikiyatriste gitmekten başka çarem kalmamıştı.

Dehşet vakti
Panik atak, sandığın kadar seyrek gelişen bir durum değil. Dünya nüfusunun yüzde 25’ten fazlası, hayatında en az bir kez panik atak sendromunu yaşıyor. Genelde birdenbire ve herhangi bir uyarı yapmadan saldırıya geçen panik atak, kimi zaman bireyin başına gelen stresli olaylar yüzünden yaşanabiliyor. Don’t Panic: Taking Control of Anxiety Attacks kitabının yazarı Psikolog Reid Wilson, panik atak hastalarında görülen stresin genelde bir kayıp, iş değiştirme, taşınma, evlenme, boşanma ve hatta hamilelik yüzünden meydana gelebileceğini belirtiyor.

Loss, Trauma, and Resilience: Therapeutic Work with Ambiguous Loss kitabının yazarı terapist Pauline Boss da bir anda radikal değişimler yaşayan insanların denge problemi olabileceğini söylüyor: “Problemi çözemiyorsun, kontrolü kaybediyorsun ve böylece bir noktada paniğe kapılman doğal oluyor.” Zaten panik atak geçirmeye müsait bir yapın varsa, günlük stres birikiyor ve sonra bir anda patlıyorsun.

Demek ki benim başıma gelen çok da sıradışı bir olay değilmiş. Geçirdiğim panik atak durumunun tohumları olaydan altı ay evvel atılmıştı. Önce okumak için İspanya’ya gitmiş ardından tekrar ülkeme dönüp yeni bir üniversiteye kaydolmuştum. Bir yandan da istikrarsız bir ilişki yürütmeye çalışıyordum. Bütün bu etkenler panik atak için davetiye çıkarmış oldu.

Ama herkes günlük hayatta stres yaşıyor ve sevdiklerinden ayrılıyor. O zaman neden bazıları panikten çıldırma raddesine gelirken diğerleri biraz aromaterapi ve PlayStation oynayarak sakinleşebiliyor? Uzmanlar hâlâ stresin nasıl panik atağa neden olduğunu çözemiyor ve bir kısmı bunu sinir sistemindeki hatalı bağlantılara yoruyor. Wilson, kimi zaman beynin duygu ve korku üreten kısmının çok hızlı çalışabildiğini düşünüyor: “Bu durum günlük stresin oldukça tehlikeli bir olay olarak algılanmasına ve vücudun alarma geçmesine sebep verebilir.” Bu irrasyonel tepki genetik de olabilir. Bunu, panik olmaya elverişli kalıtımsal bir eğilim olarak açıklamak mümkün.

Beyin taramaları, panik atak sırasında salgılanan stres hormonları ile insanın tehlike karşısında içgüdüsel olarak ürettiği hormonlar arasında bağlantı olduğunu işaret ediyor. Burada iki adet şüpheli var: Adrenalin ve noradrenalin. Panic Disorder: How to Fight Back and Win kitabının yazarı UCLA Nöro-Psikiyatri Enstitüsü’nde öğretim görevlisi Lindsay Kiriakos, insanın bir aslan ya da ayıyla karşılaştığı zaman, beynin bu tür hormonlar salgıladığını söylüyor. Her iki hormon da dolaşım ve solunum sistemlerini harekete geçirerek vücudu aksiyona hazırlıyor. Kaslara ve beyne yüksek miktarda oksijen gittiği zaman, seni tehdit eden tehlikeye karşı mücadele edebilirsin. Panik atak esnasında, bu hormonlar etrafta herhangi bir ölümcül tehlike olmadan salgılanıyor. Ortada sana saldıran bir canavar ya da haydut olmadığı için, hızlı soluma ve kas gerilmesi, hiperventilasyona sebep oluyor. Panik atak geçiren kişi kendisine ne olduğunu anlayamıyor, kafası karışıyor.

Bazı bilimadamları da bu karışıklık için noradrenalin hormonunu suçluyor. Bu hormon, beynin mantık üreten ön kısmına vurunca, kişinin doğru dürüst düşünebilme yeteneği kayboluyor. Negatif hislerden anlam çıkaramayan insan en kötüsünü düşünüyor: Kalp krizi geçirip ölmek gibi. Canadian Journal of Emergency Medicine’a göre, panik atak yaşayanların kalp ağrısından şikâyet etme ihtimali, diğerlerine göre daha yüksek.

Tahtalıköy’e doğru dönüşü olmayan bir yolculuğa çıktığımı düşünmekten başka, beni korkutan en büyük şey panik atak vurduğunda, sıradışı ya da zorlayıcı bir şey yapmadığımın gayet bilincinde olmamdı. Bunu tetikleyecek hiçbir neden yoktu, yatakta uzanıyordum sadece. Harvard Tıp Akademisi’nden psikiyatri profesörü Jordan W. Smoller, bunun, kendiliğinden gelişen, doğal bir panik atak olduğunu söylüyor. Son aylarda stres altında olduğum doğruydu ama ben bağlantıyı daha sonra yapmıştım. Olay sırasında fazla stresli olduğum söylenemezdi.

Başka durumlarda, bulmacayı çözmek daha kolay oluyor. Birey, herhangi bir fobiyle yüzleşince panik atak geçirebilir. Klostrofobik biri kapalı bir yerde kalınca paniklemesi doğaldır. Veya astım hastalığı olanlar nefes darlığı çekince hemen korkabilir. Kimyasal maddelerin panik atağa sebep olması da mümkün. Kafein, nikotin ve benzer kimyasal maddeler, bir takım semptomları tetikleyerek panik atağa yol açabiliyor. Kiriakos’un hastalarının yarısının bildirdiğine göre onları panik atağın ilk vuruşu marijuana ile gerçekleşmiş.

Panik atak planı
Eğer panik atak daima stresli bir dönem esnasında geliyorsa, yoga ve meditasyon seanslarına gitmen gerektiğini düşünürsün. Ne var ki bu teknikler genelde problemi çözmez. Stres önleyici aktivitelerin panik atağı durdurduğuna dair bilimsel bir kanıt yok. Panik atağın ne zaman vuracağı belli olmadığı için, doktorlar düzenli ilaç almanı ve terapi görmeni önermez. Olay patlak verdiği anda ne yapacağını bilmen gerekir, böylece kontrolsüz isteri krizlerini önlersin.
İşte sana teröre karşı savaş taktikleri:

Panik atak gelmeden evvel, bunun seni öldürmeyeceğini bilmelisin! Stanford Üniversitesi’nden terapi uzmanı Kimberley Wilson, hastalarına panik atağın rahatsızlık verici bir şey olmasına rağmen fiziksel bir tehlike oluşturmadığını anlatıyor.
Panik atak konusunu en yakınlarına açabilirsin. Panik atak geçirmeye müsait biriysen, bu durumu ailene, arkadaşlarına ve hatta güvendiğin bir iş arkadaşına açmalısın. Semptomları bilirlerse, olay esnasında müdahale edip başa çıkmana yardımcı olacaklardır. Yanında sana güven duygusu veren birisi olursa kendini toparlaman daha kolay olacaktır.
İlaç almayı dene! Yakın zamanlarda panik atak geçirdiysen, doktorundan Xanax ya da Valium gibi bir benzodiazepine ilacı reçetesi yazmasını isteyebilirsin. Nörotransmitterlerin aktivitesini birkaç dakika içinde düzenleyen benzodiazepine, beynin sakinleşmesine yardımcı oluyor. Ne var ki Yale Üniversitesi’nden psikiyatri profesörü Alexander Neumeister, bu tür ilaçları kronik panik atak hastalarına önermiyor: “Bazen panik atağın önlenmesi için, hastanın çantasında ilaçları olduğunu bilmesi bile yeterli oluyor.”

Hemen bir yere otur!
Bayılacağını düşünüyorsan, bacak, kol ve karın kaslarını, yüzün kızarana kadar, 30 saniye boyunca iyice sık. Beynine ulaşan kan sayesinde bayılmaktan kurtulacaksın.
Başka işlerle meşgul ol. Kiriakos, negatif düşünceleri kafandan uzaklaştırmak için seni rahatlatacak bir şeyler yapmanı tavsiye ediyor: “Hastalarıma sakince oturup televizyon izlemelerini söylüyorum. Bir tanesi panik atak gelince Howard Stern’in programını dinliyor.” Boss, yaşama alanını toparlamak gibi hafif bir iş yapmanı tavsiye ediyor: “Dolaptaki askıları düzeltmek, bulaşık yıkamak, köpeğini dolaştırmaya çıkartmak ya da çalışma masanı organize etmek gibi işler yaparak kendini oyalayabilirsin.”

Çok çaresiz kalırsan doktora gitmelisin. Kalp krizi geçirmen düşük bir ihtimal ama yine de bir şeylerin ters gittiğine inanıyorsan, yakınlarından seni doktora götürmelerini iste. Doktor sana sakinleştirici verip rahatlamana yardımcı olur. Belki sadece doktoru görmek bile yeterli olacaktır.

Panİk atak sona erince, panik olmaya devam etmene hiç gerek yok! Kiriakos, amacın olayın üstüne sünger çekip günlük hayata dönmek olduğunu belirtiyor. Çalışmaya başlamadan evvel biraz olsun ara verebilirsin tabii. Endişe duygusunun bir-iki gün devam etmesi gayet doğal. Üç gün sonra endişelenmeye hâlâ devam ediyorsan, o zaman bir terapiste görünmende fayda var.

Düzenli olarak doktora görün. Panik atak geçirdikten sonra mutlaka doktora görünüp başından geçenleri ona kelimesi kelimesine anlatmalısın. Seni muayene edip panik atağın sebeplerini, derinlerde seni neyin rahatsız ettiğini ortaya çıkarabilir ve bunlarla seni yüzleştirerek rahatlamanı sağlayabilir. Böylece seni sıkan şeyler, tekrar ortaya çıktığında artık seni korkutmayacağını bilirsin.

Panik atak vurdu!
Selin, 28 / Ankara
Yolda yürürken kalbim birden deli gibi çarpmaya başladı, nefes nefese kalmıştım ve bacaklarım titriyordu. Vücudum güçsüz ve bitkindi. Başım hızla dönüyordu. Kalp krizinden öleceğimi sandım. Eve döndüğümde Ankara Ulus Devlet Hastanesi’nde hemşirelik yapan annem, sakinleştirici verdi ve rahatladım.
Jale, 32 / İstanbul
Feribotla Yalova’ya gidiyordum. Midem bulanmaya, başım dönmeye başladı. Nefes alamıyordum ve kalbim de hızla çarpıyordu. Kaçacak delik yoktu, o anda kendimi denize atmayı bile düşündüm. Bir saat boyunca ufuk çizgisine kilitlenerek feribotun kıyıya yanaşmasını bekledim.
Feride, 27 / Girne, KKTC
Geçen bayram Mısır’da piramitleri gezerken içimde esrarlı bir korku duydum. Piramidin üstüme çökeceğini ve oradan asla sağ çıkamayacağımı düşünmeye başladım. Hızlı hızlı nefes alıp verirken avuç içlerimin de terlediğini hissettim, duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Koridorlar o kadar dardı ki, turistler ancak tek sıra halinde yürüyebiliyordu. İnsanları ittirerek aralarından geçip çıkış kapısına doğru ilerledim. Dışarı çıktığımda bir süre nefes almakta zorlandım ancak daha sonra kendime  geldim.
Selen, 33 / Edirne
Belediye seçimleri vardı ve ben de oyumu kullanmak üzere sırada bekliyordum. Birden ruhumun bedenimi terk ettiğini hissettim. Sadece kalbimin küt küt atışını duyuyordum. Boğazım kaskatı kesilmişti, hızla nefes alıp veriyordum. Bu durum 30 dakika boyunca sürdü, yürüyüp gitmedim. Kayıt formunu imzalarken elim öylesine titriyordu ki yazım eciş bücüş olmuştu. Kendi kendime “Geçecek” deyip durdum ama bana mısın demedi. İşimi bitirip kendimi dışarı attığımda beni bekleyen eşim yüzümün kıpkırmızı olduğunu söyledi.

Panik atak anatomisi
Panik atak, herkes için farklı etkiler gösteren bir durum. Bunu yaşayanların ortak noktası ise hepsinin çok güçlü semptomlarla karşılaşması. Dünya tepetaklak olurken, vücuduna neler olduğunu bilirsen daha kolay başa çıkarsın.
Omurilik soğanı tarafından salgılanan noradrenalin hormonu, beynin mantık üreten kısmına ulaşıyor. Böylece doğru dürüst düşünemiyorsun ve beynin negatif düşüncelerle doluyor.

İçgüdüsel olarak gelişen mücadele moduna geçince büyüyen gözbebekleri, gözüne daha çok ışık girmesini ve siyah noktalar görmeni sağlıyor.

Göğsündeki kaslar gerilince göğsüne korkunç bir ağrı giriyor. Bu yüzden kalp krizi geçirdiğini düşünüyorsun.
Böbrek üstü bezleri tarafından salgılanan adrenalin, noradrenalin hormonu ile birleşince nabız atışın iyice hızlanıyor. Kaslara ve beyne daha çok kan pompalanarak, vücut tehlikeyle yüzleşmeye hazırlanıyor.

Normalde sindirim sistemi tarafından kullanılan enerji, mücadele etmek ve kaçmak için depo ediliyor. Bu durum da mide bulantısı gibi gastrointestinal semptomlara yol açıyor.

Noradrenalin gibi kimyasallar beynin amigdala ve hipokampus, bölümlerine ulaşınca, paniklemeye başlıyorsun.
Vücut, kaslara ve beyne yüksek miktarda oksijen ulaştırmak istediği için hiperventilasyon durumu yaşanıyor. Beyinde karbondiyoksit miktarı azaldığı için başın dönüyor ve bayılacak gibi oluyorsun.
Vücut kendini saldırıya karşı hazırlamak için, bazı kas gruplarını iyice geriyor. Bu kas gerginliği sayesinde yaprak gibi titremeye başlıyorsun.
Kolların altı, avuç içleri ve vücudun diğer bölgeleri terliyor. Bu mücadeleden evvel vücut ısısını düşürmek için gerekli.

Yazı: Lauren Russell Griffin / Derleyen: Ece Çağlar

BENZER YAZILAR