PARA VAR HUZUR VAR

manuFutbolcu ve Taraftarın Arasına Giren Markalar

Manchester United, futbolun beşiği İngiltere’nin en eski spor kulüplerinden biri. 1991 yılında Londra Borsası’nda halka açılan kulüp, aynı zamanda İngiltere’nin ilk halka açılan futbol kulübü. Kulübün o yıl sattığı 1,2 milyon lotun toplam değeri 28 milyon dolardı. O günlerde kimse, 2003 yılında Malcolm Glazer isimli bir zenginin kulübü 790 milyon pounda alacağını tahmin dahi
edemezdi. Bugün ise kulübün değerinin yaklaşık 2,5 milyar dolar olduğu öngörülüyor. Kulüp değerine büyük etki eden marka gücünü ise hiç şüphesiz sportif başarı ve David Beckham, Cristiano
Ronaldo gibi yıldız futbolcular sağladı, sağlıyor. Özellikle Beckham’a ait üretilen çerezden tutun nevresime kadar her türlü hediyelik eşya, Asya’dan Avrupa’ya kadar pazarlanmış ve kulübe
hem gelir hem de popülerlik sağlamıştır.

Sportif başarı ise kulüp için daha büyük gelir kaynağı sağlar. Çok basit bir denklem; sezon boyunca ligde ne kadar çok puan toplarsanız, yayın gelirinden o oranda fazla bir dilim alırsınız.
Eğer bir de Şampiyonlar Ligi gibi turnuvalarda başarı sağlarsanız, o da dilimin üzerindeki krema olur. Sponsorlar kapınızı çalmaya başlar ve neleri pazarlayabildiğinize inanamazsınız. Bu sezon
oynanan Manchester United-Arsenal karşılaşmasından tam da buraya uygun bir örnek size: Old Trafford Stadı’na giden yol sonradan ismi değiştirilerek Matt Busby yolu olmuştur. Bu yolun sonu
stada ve kutsal üçlünün heykeline çıkar; George Best, Denis Law, Bobby Charlton. Geçtiğimiz günlerde bir saat markası yüksek bir bedel karşılığında bu heykeli sahiplenmeyi planladığını
açıkladı. Bu sezon Arsenal karşılaşmasında, stadyum spikeri tribünlerden Manchester United ailesinin değerli üyesi Suudi Telekom şirketini alkışlamalarını istedi. Bu arada devre arasında ise
Amerikan telekomünikasyon şirketinden bir yetkili mikrofonla saha içinde bazı anonslar yapıyordu. Aynı gün maçın program kitapçığında bir fotoğraf kapağı süslüyordu. 1946 yılında taraftarla
el sıkışan bir futbolcunun göründüğü tamamen siyah beyaz fotoğrafta, yalnızca futbolcunun ayakkabıları yeşil ve turuncu floresan renklerle renklendirilmişti. Sanırım markasını anlamışsınızdır.
Aslında o fotoğraf bir spor ayakkabı markasının reklamı gibi duruyorken, daha dikkatli gözler için belki de şunu ifade ediyordu: Artık futbolcu ve taraftarın el sıkışacak kadar birbirine yakın
olduğu günler çok eskide kaldı. Araya dev markalar girdi.

Kulüpler ekonomik olarak büyüyüp güçlenirken, taraftarlarla olan bağ zayıflıyor. Eskiden odasının duvarına hayran olduğu futbolcunun posterini asan gençler, şimdi onun yerine kulübün
ve futbolcunun resimlerinin olduğu nevresimlerde uyuyor. Peki taraftar bu durumdan şikayetçi mi? Bu soruyu önce “hangi tip taraftar?” diye sınırlamak lazım. Çünkü değişen futbol ekonomisi
ile birlikte taraftar profili de değişti.

BENZER YAZILAR