Peri Bacalarında Uçmak

BÜYÜLÜ BİR ATMOSFERDE 110 KM

Heyecan dolu start’ta yarışmacılar çok hızlı çıktı. Aslında kimsenin temposuyla koşmayı sevmiyorum ama ben de buna uydum. Birkaç kilometre sonra da bu hatanın bedelini ödemek zorunda kaldım. Nabzım tavan yaptı, irtifa da biraz etkiledi.
Nefes nefese kaldığımda yavaşladım, göğsüm sanki bir çemberin içindeydi. Daha 5 km olmadan, yarışı nasıl bitireceğimi
düşünmeye başladım. Kendimle mücadele içindeydim. “Bu sadece geçici bir dönem, her şey düzelecek” diye düşünmeye çalıştım. Daha hızlı gitmeye çalıştığımda bacaklarım istemiyordu nedense. O zaman bacaklarımla bir anlaşma yaptık; sonraki bir ay boyunca onları hızlı koşturmayacağıma söz verdim (ve tuttum).

Kendimle barışmaya çalışırken Üçhisar istasyonuna (26,1 km) ulaştım. Üstümdeki kıyafetlerin birazından kurtulup rahatladım.  Kola içip yemek yedikten sonra kendimi daha iyi hissediyordum. Göreme istasyonundan (34,8 km) sonra tırmanışa  geçtim. Altımda bir sürü peri bacası vardı, sanki üstlerinde uçuyordum. Çavuşin istasyonunda (42.9 km) insanların
desteğiyle enerjimi ve gücümü topladım. Biraz çorba içtikten sonra gayet iyi bir şekilde devam ettim. Sürekli yükselip iniyorduk. Ürgüp’e gelmeden önce yılan gibi bir yola girdik ve bitmek bilmedi. Orada iyice yavaşladım, kendimi çok yorgun hissediyordum.

Ürgüp’e vardığımda ilk 10’da olduğumu düşünüyordum. Önümde 50 km daha vardı. Çıkacağım tepeleri görünce çok sevindim, asıl eğlence başlıyordu. Şehirden çıkmadan önce görevlilere kaçıncı olduğumu sordum. Bunun nedeni, havanın kararmaya başlaması ve ileride birilerinin olduğunu duyarsam güvende hissedecek olmamdı. Ama aslında kendimi kandırıyordum. Çünkü içimdeki hırslı insan, 50 km’de kimi nasıl yakalayabileceğinin ince hesaplarını yapıyordu. Genel klasmanda 1’inci koştuğumu öğrenince, başka bir boyuta geçtim. Ne yorgun, ne de kaslarımda acı hissediyordum. Artık hiçbir güç beni durduramazdı. Yarışın en zorlu kısmına geçtim ama bütün tepeleri tek bir nefesle çıkıyordum. Çıktığım zirvelerin büyüleyici manzaraları ödülüm oluyordu. Eşsiz doğanın ortasında yapayalnız koşarken çok mutlu hissettim. Artık geçmişte bir dağ keçisi
olduğumu düşünüyorum.

BENZER YAZILAR