Bundan bir yıl sonra, Froning bölgesel yarışlarda boy göstermeye başlamıştı bile. O sene daha çaylak sayılabilecek bir sporcuyken, CrossFit finallerinde ikinci olmayı başardı ama bununla mutlu olmadı. Ondan sonraki sene yine finallerdeydi ve herkesi geçerek dünyanın en fit adamı unvanını kazandı. Bireysel yarışları bıraktığı 2014 yılına kadar da kimse Froning’i tahtından indirmeyi başaramadı. 2015 yılındaysa takım yarışlarında yer aldı ve bu kategoride de bir şampiyonluk elde etti.
Froning’e göre bireysel ve takım yarışlarının farklı faydaları var: “Tek başıma yarışmaktan büyük keyif alıyordum. Takım yarışlarında farklı zorluklar olsa da, stres biraz daha az. Kategori değiştirmemde baba olmamın bir etkisi olduğunu da söylemeliyim. Takım yarışlarına hazırlanmak da önemli bir çalışma istiyor. Ancak baba olduktan sonra zamanı daha etkili kullanmayı öğrendim. Çünkü yapmam gereken antrenmanları yapıp, bir an önce kızımla birlikte olmak istiyorum. Onunla birlikte olmak dünyanın en güzel şeyi.”
İnsan vücudunu en yoğun şekilde zorlayan bir disiplinde efsane olan bir adamın, nasıl çalıştığını ve beslendiğini herkes bilmek istiyor. Froning bu sorulara tabii ki alışık. Söylediklerini yapması kolay mı, zor mu siz karar verin: “Programım el verdiği ölçüde yapabildiğim kadar antrenman yapıyorum. Yolculuk yapmak zorunda olduğumda, bazen haftada bir gün antrenmanı es geçebiliyorum ancak genel olarak, her gün antrenman yapmaya çalışıyorum. Hareket ettikçe kendimi daha iyi hissediyorum. O yüzden kendime dinlenme günü koymuyorum.”