Sağlığına Koşalım!

Untitled-2

Yaklaşık bir yıl süren tedavi ve iyileşme döneminde yürüyüşler yapan Yeşim Aksoy, bu motivasyonu eşinin katıldığı yarışlardaki keyifli ortamlardan etkilenmesine ve aşinalığının artmasına bağlıyor: “Bu tedavide enerji seviyesini artırmak için fiziksel aktivite dışında yapılabilecek başka bir şey olmadığını söylersem, sanırım bunun önemini daha iyi vurgulamış olurum. Tedavim bittiğinde doktoruma bir daha hastalıkla karşılaşmamak için ne yapabileceğimi sordum. Yanıtı, fitness seviyemi yüksek tutmam ve kilomu korumam oldu. Bu yüzden sporu hayatımın bir parçası yapmam kaçınılmazdı. Kuvvet ve kardiyo antrenmanlarının yanı sıra, haftada üç kez koşmaya başladım.” 2013 yılında ilk yarışı olan Westminster 1 mil yarışında, bir yıl önce yürüyemediği bir mesafeyi koşabildiğini görmek onu mutlu etmiş ve çeşitli 5K ve 10K yarışlarından sonra, kemoterapi tedavisinin bitişinin dördüncü yıldönümünde (geçtiğimiz mart ayı), eşinin kendisine destek için katıldığı ilk yarış olan Bath Half Marathon’da koşmuş. “Dört yıl sonra öyle bir noktada olabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyordum” diyor. Onu finiş çizgisinde karşılayan Tevfik de bu başarının duygusal yönünü şöyle anlatıyor: “Kemoterapi gördüğü zamanlarda 10 dakika yürüyünce nefes nefese kalıp oturan eşimin bu başarıya imza atacağını ikimiz de tahmin edemezdik. Onunla gurur duyuyorum.”
Şimdilerde Tevfik Aksoy haftada 16 saat antrenman yapıyor, Lüksemburg Ironman 70.3 ve Zürih Ironman yarışlarına hazırlanıyor. Yeşim Aksoy ise rahatlamak ve özgür hissetmek için doğayla iç içe koşular yapıyor. Kendisiyle aynı yoldan geçenlere bir de mesajı var: “Yorucu bir tedavi süreci geçiren hastayı, süreç bittikten sonra koşmaya başlayabileceğine
inandırmak kolay değil. Tedavi sırasında az ve kısa da olsa yapılacak yürüyüşlerin ruh halinize ne kadar pozitif bir katkısı olduğunu görünce, buna ikna olmanız kolaylaşacak.”

BENZER YAZILAR