Canın tuzlu bir şeyler yemek mi istiyor? Belki de vücudun sana bazı sinyaller yolluyor olabilir…
Hepimizin başına gelebilir: Koca bir bardak milkshake içmek ya da büyük bir paket cipsi bir çırpıda yemek için çok şeyden vazgeçecek raddeye gelebiliriz. Peki gerçekte neden aşeriyoruz? Bu aşermelerden ne gibi anlamlar çıkarabiliriz?
Öncelikle büyük bir şehir efsanesini çürüterek başlayalım. Genel inanışa göre bu aşermeler bir besin yoksunluğunun belirtileri olarak değerlendirilir. Örneğin çikolata aşermenin, magnezyum eksikliğinin bir sonucu olduğuna inanılır. Fakat çoğu uzmana göre bu iddiayı destekleyecek yeterli kanıt bulunmamakta.
The Plant- Powered Life kitabının yazarı Sharon Palmer, aşermelerin besin eksikliğine bağlı olarak ortaya çıktıklarına dair çok az sayıda bilimsel kanıt bulunduğunun altını çiziyor. Ona göre, eğer bu aşermeler ihtiyacın olan bir şeye bağlı olarak oluşuyor olsaydı, dondurma ya da patates kızarması yerine elmaya ya da lahanaya aşermenin daha mantıklı olması gerekirdi. Dahası, insanların yağ, karbonhidrat ve şeker açısından zengin yiyeceklere aşermeye yatkın olmaları ise dikkat çekici. Örneğin, çikolataya olan düşkünlüğün magnezyum eksikliğinden kaynaklandığına dair teori, 30 gram kabak çekirdeğinde 30 gram çikolatada bulunandan 2 kat daha fazla magnezyum bulunduğu gerçeği hesaba katılınca çürüyor. Fakat her ne hikmetse kimse kabak çekirdeğine çikolata kadar aşermiyor. Buna ek olarak, konu üzerine yapılan bir çalışmada, besin değerleri açısından kusursuz bir beslenme planı uygulansa bile kişilerin aşermelere devam ettiğinin kanıtlanması da Palmer’ın görüşlerini destekliyor.
Tüm bunlar, aşermelerinin gerçek olmadığı anlamına da gelmiyor. Örneğin pizza yemek istemen, duygusal ihtiyaçlarına bağlı olarak gerçekleşiyor olabilir. Çünkü pizza yediğinde vücudun kendini iyi hissetmeni sağlayan kimyasalları salgılamaya başlayabilir. Fakat bazı aşermeler, gerçekten de ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir.
