SAĞLIKLI İNSANLAR DA HATA YAPAR

kola

Yemekte Sipariş Edilmiş Diyet Kola

Ah bizim şu büyük resmi kaçırışlarımız… Oldukça fazla yağ ya da şeker içeren bir öğün tüketiyorsan, suçu hafifletmek adına bir de yanına tatlandırıcı koyma. Yapılan çalışmalar, vücudumuzda tatlandırıcıların da insülin dalgalanmalarında şeker benzeri bir etki gösterdiğini gösteriyor. Aspartam içeren tatlandırıcıları eleyince, elimize çok bir şey kalmıyor. Şu an en sağlıklısı stevia ama (kocaman bir AMA) kendisi birçok şekilde karşımıza çıkabiliyor. En sağlıklısı “şeker otu” adı altında alabileceğin, yeşil yapraklı olanları. Piyasadaki beyaz toz hâlinde olanlar, kimyasal bir işlemden geçiyor. Ayrıca içinde stevia olan tatlandırıcı karışımları da satılıyor. Rebaudioside yani Rb A, stevianın iki ana maddesinden biri. Eğer aldığın beyaz toz tatlandırıcı yoğunluklu olarak bunu içeriyorsa, sevinebilirsin. Fakat şahsen ben ne kadar baktımsa da piyasada böyle bir ürün göremedim. Yaprak hâlini, görüntüyü ve tadı bozmayacak şekilde kullanmak için çabalarım devam edecek.
Tatlandırıcıları baş düşmanımız olarak görmek de yanlış. Oraya gelene kadar neler var çünkü. Eğer doğal besleniyor ve çok nadir olarak tatlandırıcılı bir şeyler tüketiyorsan, bu çok büyük problem değil. Ama doğallıkta ısrarcıysan ve tatlandırıcıları masum görüyorsan, işte burada minik bir sıkıntın var.

Ara Öğünlerde “Doğal Tatlandırıcılı” Kekler

Önceden doğal tatlandırıcılar denince akla hep bal ve pekmez ikilisi gelirdi. Gün geçmiyor ki yeni bir doğal tatlandırıcı hayatımıza girmesin. Öncelikle söylemeliyim ki doğal olmaları onların çok masum ve kalorisiz olduğu anlamına gelmiyor. Agave gibi pazarlanan birçok doğal ürün için de bu durum geçerli. Agave yüzde 90 oranında fruktoz içeriyor. Korkma, çünkü fruktoz öcü bir şey değil; meyve şekeri! Fakat eğer fiziksel olarak çok aktif değilsen sana kötü bir haberim var: Yapısal sebeplerden ötürü fruktoz, glikoza göre vücutta daha çabuk şekilde yağ olarak depolanıyor. İşte bu yüzden meyve tüketimi de sınırlandırılmalı diyoruz.
Eğer fiziksel olarak aktifsen çok korkmana gerek yok. Bu sözüm, hatırı sayılır miktarda karbonhidrat kaynağı tüketip üstüne bir de kasa kasa meyve tüketenlere. Fruktoz, kimyasal yapısı nedeniyle glikozdan biraz daha farklı bir yoldan geçerek metabolize oluyor. Agavenin yapısında oldukça fazla fruktoz var ve glisemik indeksi, muadillerine göre daha düşük. Fakat bunun da tehlikesi, sırf bu yüzden tercih edildiğinde uzun vadede hem kilo denetimine hem de karaciğerine çok da iyi gelmeyeceği yönünde.
Bal ve pekmeze geri dönersek: Buradaki en büyük sıkıntı, doğal bile olsa şeker ya da kalori içeriyor olmaları değil. Özellikle pişirildiklerinde (80 derece ve üzerinde) HMF denilen kanserojen bir madde üretiyor olmaları. Yani eğer çocuğun için ballı ya da pekmezli bir kek yapıyorsan, çok da iyi bir şey yapmıyorsun. Bunun yerine sonradan üzerine ekleyeceğin, içinde bal ya da pekmez olan soğuk bir sos yapabilirsin. Kendin için de -kilo denetimini önemsiyorsan- porsiyon kontrolü yaparak en güzel tatlıları vezir edebilirsin, ancak yapmazsan sağlığını rezil de edebilirsin. Denge önemli.

*Yazı: Uzman Diyetisyen & Psikolog Meltem Pırıl Şenol

BENZER YAZILAR