Uzmanlar şekerin bağımlılık yapıcı özelliğini tartışadursun, tatlı düşkünlüğünün dünyada yarattığı hasar da büyümeye devam ediyor.
British Journal of Sports Medicine’a göre, şekerin kullanıcısını bağımlı yapma gücü kokaininki kadar kötü. Ancak bazı uzmanlar bu konuda aynı düşünmüyor. Hayvanlar üzerinde yapılan testlerin çok sıkı koşullar altında gerçekleştirildiğini, bunun da araştırma sonucundaki bulguları etkilediğini savunuyorlar. Bilim insanları bu konuda çekişmeye devam edebilir ama bizim şeker bağımlılığın arkasındaki gerçekleri öğrenmeye ihtiyacımız var.
İster tatlı bir çörek yanında hazır (bol ilave şekerli) meyve suyunu kahvaltı niyetine yiyin, isterseniz öğle yemeğini üzüm ve karpuzla geçiştirin. Meyve de olsa işlenmiş gıda da olsa öğününüzü şekerle atlatmış olursunuz. Ancak yığınla araştırmanın sonucunda elde edilen bilimsel bulgular (ezici çoğunlukla rafine ve işlenmiş olan) şekerlerin bir dizi ciddi hastalığın sorumlusu olduğunu ortaya koyuyor.
Yakın zamanda yaptıkları bir araştırmanın ardından The University College London, şekerin yetişkinlerde depresyon ve anksiyetenin artmasının baş sorumlularından biri olduğunu iddia etti. Eğer siz de şeker tüketiminizin ruh durumunuzu ve davranışlarınızı olumsuz etkilediğini düşünüyorsanız, bu sayfalarda yer verdiğimiz uyarıcı işaretlere göz atın.
