“ŞEKERE ZAAFIM VAR!”

Öncelikle büyük bir yanlış anlaşılmayı açıklığa kavuşturalım. Kilo almakla ilgili her şeyin merkezine şekeri koyan teori, safsatadan başka bir şey değil.

Bugüne kadar ortaya atılan ve bel bölgemiz için hızlı sindirilen karbonhidratlardan (beyaz ekmek gibi) daha kötü olduğunu söyleyen bilgiler belirsizdir. Öte yandan tabii ki abartılı şekilde yersen, hızla bir soruna dönüşebilir. Lif yokluğunda karbonhidratlar kanın glikozla, beyni ise ödül kimyasalları ile doldurur. Bu da durumu kurtulması zor bir alışkanlığa dönüştürür

Çözüm:

Yiyecek etiketlerini okumak, ne aradığını bildiğin takdirde faydalıdır. Genel olarak, sonu “oz” ile biten her şey (glikoz, sukroz, maltoz) ilave şekerdir. Bunu sadece atıştırmalıklarda değil, yulaf ezmesinde bile görebilirsin. Unutma, besin içerikleri tek başına var olmazlar. Lif, protein ve sağlıklı yağlar, daha fazla yemene neden olacak glikoz salınımını yavaşlatır. Bu nedenle, bir dahaki sefere makarna hazırlarken tarifine sağlıklı yağ ve protein eklemek; bir kare eksik çikolata yemekten daha etkilidir. Ayrıca düzensiz uyku ile şeker düşkünlüğü arasındaki ilişkiye de dikkat etmek gerek. The American Journal of Clinical Nutrition’da yayımlanan bir araştırmaya göre, 50-90 dakika daha az uyuyan kişiler (-ki birçoğumuz aynı durumdayız); günlük ortalama 10 gram daha fazla şeker tüketiyor. Tatlı rüyalar diliyoruz!

BENZER YAZILAR