DR.HOWARD MURAD
Yaşlandıkça hücre yenileme hızımız azalıyor. Cilt sıkılığını kaybettiği anda da selülit ortaya çıkıyor.
Basen bölgesi selülit birikimine karşı en dayanıksız bölgelerden biridir. Normal sağlıklı bir basene baktığınızda, yüzeydeki epidermis yumuşaktır. Cilt sıkıdır çünkü dermis kalın ve hasar görmemiştir. Kolajen ve elastin demetleri güçlüdür. Kılcal damarlar dermisin en üst bölgelerine kadar ulaşabilmekte, besin ve arındırıcı sıvılar taşıyarak kan takviyesi yapmaktadır. Normal basen dokusunun ultrason görüntüleri çok az atık su içeren kalın ve nemli dokuların varlığını gösterir. Mikroskop ile fibroblastların aktivitelerini görebiliriz. Bunlar, bağdoku içerisinde bulunan ve kolajen ile elastin üreten hücrelerdir. Fibroblastların bir elma ağacı olduğunu varsayarsak; kolajen ve elastinleri de elma olarak düşünebiliriz. Sağlıklı bir basende fibroblastlar aktif olarak dermis içerisindeki sıkılaştırıcı iskeletleri üretmektedir. Dermisteki yağ hücreleri şişmez ya da kümeler halinde bir yerde toplanmaz. Tamamen birbirlerinden ayrı ve belirli bir çap mesafede durabilirler. En önemlisi, ciltte görünen selülit yağ birikintisine rastlanmaz.
ÇATLAKLAR GÖRÜLEBİLİR
Şimdi bunu sağlıksız bir basen ile kıyaslayalım. Damarlardaki hasarın sonucu cildin yüzeyinde hasar görmüş kılcal damarlar ya da örümceğe benzeyen varisler görebilirsin. Cildin en üst katmanı olan stratum corneum kuru ve sert dokuludur. Parçalanmakta olan nemsiz kalmış hücreler sebebiyle çatlamalar görebilirsin. Cilt sıkı değildir ve cildin sıkılığını sağlama kabiliyetini kaybeden hasar görmüş bağdoku sebebiyle torbalar oluşmuştur. Sağlıksız basendeki dermis altı yağlar şişmeye başlamıştır ve çevrelerinde lifli öbekler oluşmuştur. Sonuçta, kadınların tümünün ciltlerinde görmekten en rahatsız oldukları sorun selülit ortaya çıkmış olur. Dermisin ve epidermisin nemsiz kaldığı ve az beslendiği bölgeler dermis altında bulunan yağların yüzeye çıkmasını engelleyemeyecek kadar güçsüzdür. Bu, geleneksel yöntemlerdeki kilo kaybının neden işe yaramadığının göstermektedir. Selülit bir yağ problemi değildir; bu dermatolojik ve hücresel bir problemdir. Bu sebeple kullanılan metodlar, yağ hücreleri yerine komşu bağ doku ve cilt hücrelerinin değiştirilmesini hedeflemelidir.
NELER YAPMALI?
1)Vücut zırhını güçlendir
Vücudunu selülite yol açan ve çatlaklara kapıyı aralayan hasardan korumanın son metodu; dış etkenlere karşı ilk savunma hattınızı koruma altına almaktır. Cildimizdeki önemli bileşenleri kaybettiğimizde, serbest radikal veya enflamasyona neden olan hasara izin verdiğimizde; dokularımız zayıflar, selülite ortam hazırlar. Hasarı dışarıda, suyu içeride tutmak istiyorsak stratum corneum’umuzun güçlü ve canlı olması gerekir. Stratum corneum’daki hücreler yaşlandıkça (ve buna bağlı olarak kurudukça) cilt bariyer fonksiyonunu kaybeder. Ne yazık ki yaşlandıkça hücre yenileme hızımız azalır. Stratum corneum, suyu hiçbir şekilde tutmayan hücrelerle dolar. 20 yaşına geldiğimizde ve nadiren daha erken, cildimize biraz destek vermek gerekli hale gelir.
2) Daha genç bir seni ortaya çıkar
Bu önemli bariyeri güçlendirmenin en iyi yolu soyma işlemidir: yüzeyde bulunan ölü ve etkisiz hücreleri ortadan kaldırarak vücudumuza yenilerini üretmesi için sinyal vermek. Böylece cildimizin yüzeyi genç, nemli ve etkin hücrelerle dolacaktır. Parıldayan ve sağlıklı bir cilt için stratum corneum’un olabildiğince genç hücrelerle donatılması gerekir. Soyma işlemi uygulanmadığında yaşlı ve ölü hücreler birikerek donuk ve soluk bir cilt rengine neden olur, yüzde kırışıklık ve vücutta selülit gibi kusurları ortaya çıkarır. Lif gibi sert bir sünger, doğal kıllardan yapılmış fırça ya da jojoba tanesi veya kayısı tohumu gibi hassas aşındırıcı maddeler içeren nazik temizleyicilerin kullanımıyla gerçekleştirilir. Her gün ya da her iki günde bir, banyodan önce mekanik soyma uygulamak sadece kan akımını hızlandırmak ve cildinizi soymak için değil, aynı zamanda banyo veya duştan sonra selülite karşı sürdüğün her türlü yüzeysel ürünün de daha kolay emilmesini sağlamak için mükemmel bir yoldur.
NEMLENDİRİCİ KULLAN
3) Kuru cilt fırçalama yap
Selülit ve çatlak problemi olan ciltler için en etkili soyma tedavisi kuru cilt fırçalamadır. Bu tekniğin düzenli kullanımı sadece vücutta ölü ve ölmekte olan hücrelerin ortadan kaldırılmasına yaramaz, aynı zamanda etkilenen bölgelerdeki kan akımını ve lenf sisteminin biriken toksinleri ortadan kaldırma kabiliyetini artırır. Cildini günde bir kere, tercihen banyodan önce fırçalamanı öneririm. Fırçanın keçi tüyü ya da sebze lifleri gibi doğal kıllardan yapılmış olmasına özen göstermelisin. Fırçayı problemli bölgelerin üzerinde kalbe doğru bir ya da iki kere sürt. Mesela basen ve popoda yukarıya doğru fırçalama yap. Midede biraz daha nazik şekilde saat yönünde dairesel fırçalama yap. Fırçalama seansını takiben yaptığın duş veya banyonun ardından nemlendirici, canlandırıcı ve besleyici bir vücut kremi kullan. Kuru cilt fırçalama selülit tedavisinde bir üçlü aksiyon metodudur. Önce soyucu etki gösterir. İkinci olarak damarları canlandırır; bildiğimiz gibi bu, kan dolaşımındaki yetersizlik selülitin ilk belirtilerinden biridir. Ve son olarak cilt fırçalama, lenf sistemini uyarır. Atıkların ve toksik maddelerin vücuttan atılması lenf nodüllerinin görevidir. Yaşlandıkça lenf sistemi yavaşlar ve görevini layığıyla yerine getirebilmek için az miktarda da olsa yardıma ihtiyaç duyar.