SOSYAL MEDYA AŞKLARI

Sosyal medya çağında yaşıyoruz. Sadece kaslarınızı sergileyerek istediğiniz kadınları elde etmeniz zor. Twitter, Facebook ve Instagram’da nasıl yürümeniz gerektiğini adım adım anlatacağım.

İstediğiniz kadar adonisiniz, 6-pack’iniz olsun. Devran böyleyken sanal mecralarda kendinizi iyi yönetemiyorsanız, “Vücut iyi ama salak bu adam ya” yaftasını yapıştırıverir acımasızlar. O nedenledir ki, yeni bir ileti paylaşırken dikkatli olacak, kendini kurda kuşa yedirmeyeceksin kardeşim. Fitness Center’larda akıttığın el emeği göz nuru terinin karizmasını, iki tırıvırı tweet’le bitirmeyeceksin. Şimdi bir sosyal medya bilineni olarak sana bir takım tüyolarla yol yordam öğreteceğim. Artık gerisi sana kalmış; ya bu deveyi güdersin, ya o protein takviyelerini yutar bu diyardan gidersin.

Twitter Tatlişkoluğu

Bu çok söylendi biliyorum ama profil fotoğrafında Adriana Lima ışıltısıyla arz-ı endam eden kadınlar, bir anda karşınıza komşunun çirkin kızı Kamuran gibi çıkabilir. O yüzden hedefinizdeki müstakbel yengenin profil fotoğraflarından yola çıkarak testosteronunuzu boşuna harcamayın.<p> Onu gözünüze kestirir kestirmez takip etmeye başlamayın. Biraz sabredin. Tweet’lerini falan okuyun. Bir sevdiceği var mı yok mu meselesi de çok önemli tabii. Yazdığı tweet’lerden, attığı mention’lardan bunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Anlayamıyorsanız bu onun kendini ifade edememezliği, bu onun ayıbı.

Eğer profil fotoğrafından memnunsanız, tweet’lerini beğeniyorsanız, bir sevgilisi olmadığına da eminseniz takibe alın. Elinizi korkak alıştırmayın, saldırın follow ikonuna. Ama ona kendinizi fark ettirmek için “Selaaaam!” falan yazmayın sakın. En az “Sizinle tanışabilir miyiz?” kadar berbat bir giriş olur. Doğrudan konuya girmelisiniz. Attığı tweet’in içeriğiyle ilgili elle tutulur bir fikir beyanı çok faydalı olacaktır mesela. İlgisini çekmek çok önemli.

Ona kendinizi fark ettirmek meselesinde aceleci olmayın! Twitter’da bunun için retweet ve fav ikonları var, onları kullanın. Onun en beğenmediğiniz, en tutmamış, en olmamış tweet’lerini retweet’leyin ya da favorileriniz arasına alın. Neden derseniz, bunu yaparak “Seni bir tek ben anlarım“ triplerine girmiş olacaksınız. Günün farklı saatlerinde hunharca retweet’leyin, favorileyin.

Bu aşamada yazdığı tweet’lere yorum yapmaya başlıyoruz. Fakat bunu yaparken çok dikkatli ve ölçülü olunması gerekiyor. Yeni bir tweet yazar yazmaz taşı gediğine koymalısınız. Öyle “Süpeeeer tweet, bravooo” falan diye mention yazacaksanız bu yazıyı okumayı bırakın. Hemen hesabınızı kapatın ve ateşin bulunduğu, lastiğin icat edildiği zamanlara dönmenin yollarını arayın. Yazdığı tweet’e öyle bir yorum yapmalısınız ki sizi diğerlerinden ayırsın, beyninizi “like”lasın. 20 yorumunuzun sadece biri poh poh olsun. Hafif eleştirel ama rahatsız etmeyecek bir üslup kullanmanız lazım.

Sizli bizli yazmayın. Gereksiz kibarlıklara girmeyin. Mümkün olduğunca samimi bir üslupla yaklaşın. Sizi bu konuda uyarırsa da geri adım atmayın. Nihayetinde sanal bir âlem burası, Buckingham Sarayı’nda kralla kraliçeyle konuşmuyorsunuz. Ancak abartmayın. Hormonlarınızın kurbanı olmayın.

Sizin yazdıklarınıza cevap yazarsa da zafer sarhoşluğuna kapılmayın. Twitter’ın olayı bu. Herkes herkesle iletişime geçebilir. Ashton Kutcher’ın Ayşe Özyılmazel’in tweet’ini retweet etmişliği var, ama “Aralarında bir şey oldu mu?” diye sorarsan, hayır.
Flaş flaş flaş! O büyük gün geldi ve avınız sizi takibe aldı diyelim. İşte şimdi o zafer sarhoşluğunun yüzde 20’lik kısmını yaşayabilirsiniz. Ama esas olay şimdi başlıyor. “Takip ettiğine göre bana bayılıyor, benden hoşlanıyor“ kafasına girmeyin. Şimdi onu etkileme zamanı. Artık elinizde ona DM (direkt mesaj) marifetiyle pat diye ulaşabilme gücünüz var. Amaca giden yolda bu gücü akıllı bir şekilde kullanmanız şart.

DM’de adeta cat walk yaparak yürümelisiniz. Usulca, zarifçe ve zekice. Takip eder etmez bir teşekkür patlatın mesela özelden. Buna sevindiğinizi bilsin. Hem zaten artık iş sizde bitiyor. Yolun bundan sonraki kısmına katırlarla mı devam edersiniz, yoksa onunla mı, bilemem.

Facebook Sırnaşmaları
Fotoğraflarının altına kalpler, sırıtmalar, ellerinin arasına başını koymuş maymunlar içeren emoji simgeleri koymayın. Koca koca insanlarsınız yahu, ne o öyle orta üçe gider gibi! Seviyorsanız gidin içinizdekileri olgunca dökün bence.
Onu yılbaşında çam ağacı fotoğrafına, bayramlarda bayram şekeri fotoğrafına, yaz gelince plaj şemsiyesi gönderisine, oraya buraya etiketlemeyin. Bırakın her şey yerli yerinde kalsın. Böyle gereksiz, böyle ergence ve zahmetli atraksiyonlara girmeyin.
Onun çevrimiçi olduğunu görür görmez Teoman’a bağlayıp, “Durun tahmin edeyim, burcunuz balık değil mi? Çok yalnızım, ne olur size gidelim mi?” benzeri sözlerle saldırmayın. Biraz sakin olmanızda fayda var. Tabii Polat Alemdar ağırlığıyla da nereye kadar! 7/24 çevrimiçi olan bir dişiyse, hayvani dürtülerinizi sergilemekten çekinmeyebilirsiniz. Ona bir şey diyemem bakın. Orası beni aşar.

Kişisel meraklarını öğrendikten sonra, beğeneceğini ya da dikkatini çekeceğini düşündüğünüz entelektüel paylaşımlardan kaçının. Olay bir anda “farklı dünyaların insanlarıyız” kıvamına gelebilir. Ama misal; anladınız ki o bir arabesk rap delisi, bırakın gidebildiği yere kadar gitsin ve dönmesin zaten. Allah onun belasını vereceği kadar vermiş sonuçta, köprüden önce son çıkışa girmenizde büyük fayda var.<p>Gerek sanal âlemlerde, gerekse gerçek hayatta zeka pırıltılarıyla bezenmiş, şahane sohbetler edebilecek mahiyette biri olduğunuza, tek olayınızın kas olmadığına inandırın onu. Zaten öylesinizdir belki ama onu böyle olduğunuza ikna etmelisiniz. Esas olayımız da o zaten. Sonrası çorap söküğü gibi gelecektir, bana güvenin.Her türlü hayvan yavrusu içeren komikli video paylaşmaktan kaçının. İlla mizahla yürüyecekseniz daha akıl dolu ve el değmemiş malzemeler bulun. 80 yaşındaki dedemden bir farkınız olsun. Ama o böyle paylaşımlar yapıyorsa altına “Ahahahaha çok güldüm buna” gibi yorumlar yazabilirsiniz. “Körler sağırlar birbirini ağırlar sonuçta“ der, yolumuza devam ederiz.
“Sessiz bir haykırış gibi senin aşkın” minvalinde şiirler paylaşarak, avınızı ürkütüp kendinizden tiksindirmeyin. Zamanında ekmeğini yiyen yedi o şiirlerin. Yıl olmuş 2014, elin oğlu Mars’ta çift kale maç yapıyor, “Neyin peşindesin bro?” diye sorarlar adama valla.

Instagram Yanaşmaları
Son zamanların en trend mecrası Instagram. Yani trend mecrada trend yanaşmalar sergilemelisin. Mesela kendini yüzde 100 beğendiğin fotoğrafları paylaşmalısın. Dünyanın en çirkin erkeği olsan da filtreler var kardeşim! İki dokunuşla bütün falsoları yok edebiliyorsun. Kullan bu lüksü.
Hedefe koyduğun kişinin en eski fotoğraflarını beğen. Hatta şu anki halinden en uzak, en kötü hallerinin olduğu fotoğrafları seç. Beğendiğin fotoğraflarla ilgili bildirimler ona gidecek ve bir şekilde dikkatini çekeceksin.

“Yediğini içtiğini paylaşmazsa ölecek” hastası olma. Biraz ağır ol, ne o öyle kurabiye canavarı gibi. Eğer yemeği sen yapıyorsan abartabilirsin. Yemek yapan erkek her zaman cazibe merkezidir, o ayrı…
Bir de lütfen kas kalabalığı yapmayın. Tek olayınızın kas olduğu imajını yaratmayın. Annesinin paraya kıyıp aldığı çok pahalı zeytinyağını vücuduna bocalayıp mundar eden, üzerine fotoğraflar çekip paylaşan arkadaşlar görüyorum. Yapmayın abiler, onlardan olmayın.

 

 

BENZER YAZILAR