SOSYAL MEDYA DETOKSU GERÇEK HAYATTA MÜMKÜN MÜ?

Sosyal medya bildirimleri, zaman ve enerjimizi büyük ölçüde çalıyor. Dijital detoks yapan bir okuyucumuzun deneyimlerinden yola çıkarak, konuyu masaya yatırıyoruz.

Derya bir sosyal medya bağımlısı: Daha sabah gözlerini bile tam açmamışken, uyuduğu süre boyunca Instagram, Facebook ve Twitter’da neler kaçırdığına bakıyor; bildirim geldiği an eli otomatik olarak telefonuna gidiyor ve tuvalette bile WhatsApp yazışmalarına devam ediyor! Ama tıpkı diğer arkadaşları gibi, sosyal medya onu da sosyalleştirmek dışında her şeyi yapıyor.

  Ofisteyken ise, telefonuna gelen bildirimler adeta onun yapılacaklar listesine yüklenen birer görev oluyor. Son yüklediği fotoğraf yeteri kadar beğeni almazsa veya yaptığı yoruma cevap gelmezse, yoğun bir reddedilme hissine kapılıyor. Birçok araştırma, sosyal medya platformlarını aşırı kullanmanın depresyon ve anksiyeteyle ilişkili olduğunu kanıtladı. Her geçen gün yeni araştırmalar, fazla telefon kullanımının zararlarını ortaya çıkarıyor. Bu yüzden dijital detoks aslında hiç de fena fikir değil. Britanyalı Matt Kreacher, The Royal Society for Public Health için yazdığı raporda, konuya şöyle değiniyor: “Sosyal medya yaklaşık 10 yıldır hayatımızın içinde. Bu yüzden ondan vazgeçmenin nasıl etkileri olduğuna dair net bilimsel bulgular yok. Kanıtlar şimdilik anekdot olarak kalsa da, sosyal medyanın kendilerine zarar verdiğini düşünen kişiler için tavsiyemiz, ondan uzaklaşmak. İlk olarak bir-iki haftalık süre boyunca sosyal medya detoksu yapmayı deneyebilirler.” Derya da iki hafta detoksa girebileceğini iddia ediyor ve telefonundaki tüm sosyal medya aplikasyonlarını siliyor…

Tahmin edilebileceği üzere, ilk gün oldukça çetin bir savaş veriyor. WhatsApp’taki sohbet gruplarına komik fotoğraf veya kedi videoları yollayamayınca, kendini biraz dışlanmış hissediyor. Üstelik, telefonundaki programları silmesine rağmen eli sürekli telefonuna gidiyor. Ama iki-üç gün sonra bu alışkanlığı da azalmaya başlıyor: Telefonuna daha az bakıyor ve sürekli gelen bildirimler olmadığı için “gerçek” işleriyle uğraşmaya daha fazla vakit buluyor. Eskiden sosyal medya için öğle tatilinden rahatlıkla feda ettiği yarım saat, artık kendisine kalıyor. Dolayısıyla zihni de rahatlamaya başlıyor.

  Derya, 10 gün içinde daha üretken ve –sıkı dur– “sosyal” olduğunu ifade ediyor. Arkadaşlarıyla buluştuğunda hayatlarındaki gelişmeleri pür dikkat ve heyecanla dinliyor. İşe gidip gelirken otobüste kitap okuyor. Erkek arkadaşı da dışarı çıkarken ara sıra telefonunu evde bırakmayı kabul ettiği için, zamanlarını tamamen birbirlerine odaklanarak geçiriyorlar. Her şeyden önemlisi başka insanların paylaştığı hayatları “like” etmektense, artık kendi hayallerine kanalize olmuş durumda.

Sosyal medya detoksu bittikten sonra Derya, arkadaşlarının yaptıkları planlardan uzak kalmamak adına sadece WhatsApp’ı ve moda fikirlerini takip edebilmek için Instagram’ı telefonuna tekrar yüklemiş. Yine de haftada bir gün mutlaka telefonunu evde bırakıyor ve gün içinde sadece belli zaman dilimini telefonuna ayırıyor. Kısacası hayatını “hashtag”leri bir kenara bırakarak, dengeli biçimde yaşıyor. Kulağa çok iyi gelen dijital detoks fikrini WH ekibi olarak biz en kısa zamanda denemeye karar verdik. Sen de var mısın?

BENZER YAZILAR