SPERMLERİNİZ NE KADAR SAĞLAM?

NEDEN GÜÇLÜ SPERMLERE İHTİYACINIZ VAR?

Yaşı ilerleyen kadın ve erkeklerin yaşadığı doğurganlık problemlerine dair çok şey duyuyoruz ama genç bile olsa, bir erkeğin beslenme ve sağlık profilinin nasıl bir rol oynadığı üzerinde pek durmuyoruz. Kadınlar küçük yaşlardan itibaren alkol, sigara, beslenme, vitamin ve egzersiz konusunda eğitiliyor. Peki ya erkekler? Esasında erkeklerin çocuk sahibi olmadan önceki yaşam alışkanlıkları, doğacak çocukları üzerinde hayli etkili. Araştırmacılar sigara, kötü beslenme, hareketsiz yaşam ve çevresel toksinlere maruz kalmanın erkek fertilitesine oldukça zarar verdiğini, bazı durumlarda doğacak çocuğun sağlığını da olumsuz etkilediğini
söylüyor.

Güzel haber ise şu ki; yaşam tarzında yapılan değişiklikler ve iyileştirmelerle, erkeklerin fertilitesini geliştirebildiğine dair yeni bir umut doğdu. Bu şansın ortaya çıkmasını nispeten yeni bir araştırma alanı olan epigenetiğe borçluyuz.

Bilimsel bir topluluktan çıkan epigenetik kavramı, son on yılda çokça duyulur oldu. Bunda doğurganlık sorunlarının daha sık görülmeye başlamasının payı büyük. Kısaca tanımlarsak, gen ifadesinin yaşam tarzında değişikliğe giderek nasıl geliştirilebileceğini araştırıyor.

DNA hücrelerimizdeki başlıca yazılım kodu olsa da, bu kodlara komutu veren şey epigenetik faktörler. Geni donanım, epigenetiği ise donanıma yazılmış yazılım olarak düşünün. Yaşadığınız çevre ve davranışlarınız aslında bu komutları değiştirebiliyor. Bazı bilim insanları epigenetik olarak modifiye edilmiş DNA’yı çocuklarınıza, hatta sonraki nesillere de aktarabileceğinizi ileri sürüyor. İşin güzel tarafı, kötü yaşam adetlerinin sağlığınızda yarattığı negatif değişiklikler,
pozitif değişikliklerle tersine çevrilebiliyor. Diğer bir deyişle, yazılım güncellenebiliyor.

Öyle ki Kaliforniya’da kurulan bir startup, “epigenetik sperm testi” ile erkeklerin sperm ve doğurganlığın etkileşimini anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor.

BENZER YAZILAR