Hepimiz el ele verelim ve spor salonlarını daha medeni bir yer haline getirelim.
2017 yılının en belirgin spor salonu sıkıntısı nedir diye sorulsa, şüphesiz ki hepimiz “nefes aldırmayan kalabalık” cevabını veririz. Y kuşağından gençler, eski usul dayılar, WOD tutkunları ve sektörde popüler olmak isteyen fenomen adayları spor salonlarını mesken tuttuğundan beri, hiçbirimiz spor salonlarında sadece ağırlık kaldırmakla uğraşmıyoruz. Bunun yanında görgü kurallarına uymayan insanlar da bakteri gibi çoğalmaya devam ediyor. Gittiğiniz salonda da böyle tipler varsa veya siz ne yapacağınızı bilmiyorsanız sorun etmeyin. Gittiği salondan bu gibi nedenlerden dolayı mutsuz olan 1.300 spor salonu üyesiyle anket yaptık ve bu rehberi oluşturduk.
1/ Baş aksesuarınız: havlu
Terlemek sadece size güzel bir şeydir. Ankete katılan kişilerin yüzde 75’i başkasının terinden iğrendiğini söylüyor. Bu nedenle bir havlu kullanın ve kalktığınız sehpada sıvı bir silüet bırakmayın. Yorgan taşır gibi spa havlusu taşımanıza da gerek yok: yaslandığınız yeri kapatacak büyüklükteki bir mikrofiber havlu işinizi görecektir.
2/ Temiz vücut, temiz tişört, temiz şort
Salon bazen ter, bazen daha kötü şeyler kokabiliyor. Sıvı çeken dokumalar modern tekstilin bir harikası olsa da, onları ya da kendinizi yıkamadığınız zamanlarda çevrede hasar yaratabilecek zehirli gazlar salgılıyor olabilirsiniz. Ankete katılanların yüzde 65’i aşırı vücut kokusundan rahatsız olduğunu söylerken, geri kalan yüzde 35 ise zaten rüzgârlı yerlerde idman yaptığını belirtiyor.
3/ Sayın egzersiz müptelası, bu kadar selfie yeter!
Kaliforniya Üniversitesi araştırmacıları selfie çekmenin ruh halinizi iyileştirdiğini söylüyor fakat bizim fikrimizi alan olmadı. Bizim yaptığımız ankete göre
katılımcıların yüzde 53’ü set aralarında selfie çekmenin kişinin ruh halini olumsuz etkileyebileceğini söylüyor. Beyniniz, o meşhur sırıtmadan ve o telefonun tuşundan uzak kalamıyorsa, bir fotoğrafçı tutun.
4/ Kurmak istemediğimiz bir cümle: Beyler kim gaz çıkardı?
Bakın; bazı durumlarda ağırlık kaldırırken biraz zorlanabilir ve gaz kaçırabilirsiniz. Olan olmuştur ve bazen başa gelebilir. Ancak ankete katılanların en az yarısının duyuları bu konuda kontrollü olmanızı içtenlikle istiyor. Yaptığınız şeyin fark edilmeyeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu yaptığınız davranışın polis dilindeki karşılığı cinayete teşebbüstür.
5/ Dinlediklerini biz de duyuyoruz.
Hepimiz kulaklıklarımızı takıyor ve büyük modellerle Prenses Leia gibi dolaşıyoruz. Ancak “Lose Yourself” şarkısını son ses açarak ağırlık kaldırmaya başladığınız zaman bunu herkes duyuyor. Ankete katılanların yüzde 47’si bu gürültüden rahatsız olduğunu söylüyor. Bunun yanı sıra insanlar sehpayı ne kadar kullanacağınızı size sorma ihtiyacı hissedebilir.
6/ Ekipmanları işgal etmeyin.
Bir spor salonu klasiği olarak iki egzersiz makinasını kullanabilirsiniz. Fakat üçlü setler yaptığınız zaman aletlerde tek eşliliği tercih eden kişilere haksızlık ediyorsunuz ve anket katılımcılarının yüzde 46’sı bundan rahatsız olduğunu söylüyor. Antrenör Chad Raynor, yardımlı makinalara geçerek ve bileşik egzersizler yaparak bu sorunu aşabileceğinizi söylüyor.
7/ Kalp krizi hariç gürültü koparmayın.
Bir primat gibi bağırmak CrossFit box’larında sırıtmasa da, spor salonunda insanların size gözlerini devirerek bakmasına yol açabilir. Ankete katılan kişilerin yüzde 50’si bu sesten rahatsız olduğunu belirtirken, New York’taki Tone House’un kurucusu Alonzo Wilson bu davranışı “hayvani zihniyet”i olan kişilerin yaptığını söylüyor. Stresinizi sertçe nefes vererek atın.
8/ Squat bencil bir davranış değil, egzersizdir.
Sıkı çalıştığınıza dair şüphemiz yok. Ancak dinlenme aralarınızı da sehpada ya da makinede geçirdiğinizde insanların tepesini artırabiliyorsunuz. Zira ankete
katılanların neredeyse yarısı bu tip kişilerden rahatsız olduğunu söylüyor. Ayrıca neden bulunduğunuz yere kök salıyorsunuz ki? Raynor, hareket aralarında bir sonraki sete hazırlanmanız gerektiğini söylüyor.
9/ İzleyenleri değil, vücudunuzu çalıştırın.
“Şu halterin üzerindeki ağırlıklara bak! Oldukça güçlü olmalı” şeklinde düşüncelere kapılabilirsiniz. Ancak belki de izlediğiniz kişi partnerini çalıştırmak istiyordur. Montauk Barbell Club’ın kurucusu Adam Rosante, “Gözlemcinizin görevi halteri göğsünüzün üzerinden 3-5 tekrar kadar kaldırmak değil” diyor. Ankete katılanların yüzde 36’sı egolu sporculara güldüğünü belirtiyor.
10/Çocukları pistten alalım.
Kimseyi ebeveynlerinizi aramaya mecbur bırakmayın. Bazı tipler nerede olursa olsun dambılları yere atar, halterin ağırlık kilitlerini takmaz ve ekipmanları
salonun bir köşesinden diğer köşesine götürür. Eğer bu kişi sizseniz, ankete katılanların 3’te 2’sinin size uyuz olduğunu bilmenizi isteriz. Çevrenizde böyle biri varsa da, kendi emniyetinizi sağlayın ve kafa sallayıp geçin.
GÖZLEMCİ KONTROLÜ 1
KAFANIZ AÇILMASIN
Sizi izleyen kişiler kendisinin sizin antrenörünüz olduğunu düşünse de söyledikleriyle konsantrasyonunuzu dağıtıyor olabilir. Bunun hiçbir işe yaramayacağını söyleyen MH Fitness Danışmanı David Jack, ağırlık kaldıranların sıkı çalışmalar esnasında karışık bilgilerle baş edemeyeceğini belirtiyor.
GÖZLEMCİ KONTROLÜ 2
İŞİNİZE ODAKLANIN
Kendini zorlamayı göze almayan kişiler, spor kanalıyla yan sırada koşan kadın arasında gidip geliyor olabilir. Sayın Gözlemci için bir not: Bunlar koşu bandında kaza yapıp nefes borunuzun zarar gelmesine değmeyecek şeyler.
GÖZLEMCİ KONTROLÜ 3
ÇOK FAZLA YARDIMDAN KAÇININ
Bazı gözlemciler kaldırdığınız ağırlığı huysuz bir pitbull’u tasmasından çekiyormuş gibi çeker. İyi bir yardımın hafif hareketlerle olacağını söyleyen antrenör Jonathan Mike, “Her iki elinizi de halterin tam ortasına yakın bir şekilde yerleştirin. Halteri bir elinizle alttan, bir elinizle üstten tutuşla kavrayın ve sadece çalışan kişinin ihtiyacı kadar yardım edin” diyor.