Şimdi o halteri yavaşça yere bırakın. Çünkü parkur ve serbest koşu uzmanı Tim Shieff’e göre, gerçek potansiyelinizi açığa çıkarmak istiyorsanız, elinize ağırlık almasanız da olur.
Ülkemizde ve dünyada fitness sektörünün geldiği noktayı hepimiz biliyoruz. Fitness camiası Dwayne Johnson’ın kolları gibi büyümeye devam ediyor. Bağımsız İngiliz araştırma şirketi Leisure Database Company’nin 2016 yılında açıkladığı verilere göre, fitness salonlarına üye olan kişi sayısı her yıl yüzde 5,3 oranında artıyor. Siz de bu akıma kapılanlardan biriyseniz, zamanınızı ve paranızı boşa harcıyor olma ihtimaliniz var.
Amacınız ister kas kütlenizi artırmak, ister uzun vadede sağlıklı bir yaşam sürmek, ister ikisi birden olsun; spor salonundan vazgeçip fonksiyonel antrenmanlar yapmanız daha faydalı olabilir. Fonksiyonel olmayan antrenmanlar, belirli bir hedef doğrultusunda tekrar eden eylemler bütünüdür ve bir sonu vardır. Ancak fonksiyonel antrenmanlar, adından da anlaşılabileceği gibi işlevselliğinizi artırır. Ağırlık odasında biceps curl gibi çizgisel hareketlerle geliştirilen kaslar, merkezden tümsek şeklinde yükselerek büyür ve doğal bir görüntü oluşturmaz. Bu kabarık görünümün Arnold Schwarzenegger’in Generation Iron filminden itibaren modası geçen bir estetik olduğunu söyleyebiliriz. Bunun aksine, fonksiyonel bir fizikte ise uzayan kaslar tıpkı vücudunuzun orta bölümlerinde olduğu gibi eklemlerinize yakın bölgelerde de kalınlaşarak belirginleşir. Jimnastik yapan insanları düşünün ve vücutlarını tüm hareket düzlemlerinde çevirebildiklerini hatırlayın. Bu durum jimnastikçilerin daha dengeli bir vücuda sahip olmasından kaynaklanır.
Öte yandan bu tarz vücuda sahip insanlar daha çekicidir. Bu konuda yapılan birçok anket, kadınların basınçlı pompalarla şişirilmişe benzeyenlerden ziyade, kuvvetli ve işlevsel duran atletik vücutları tercih ettiğini söylüyor. İyi bir fiziğe sahip olmak istiyorsanız haftanın günlerini göğüs günü, kol günü, bacak günü gibi anatomik bölgelere bölmeyi bırakın. Bunun yerine hafta boyunca üç çeşit antrenman yöntemini benimseyerek çalışın (1).
İlk olarak dengeyle başlayın. Yoga ve kaya tırmanışı gibi egzersizler kontrollü hareket kalıplarıyla vücudunuzdaki tüm kasların çalışmasını sağlarlar. İkinci olaraksa yüzme, bisiklet ve koşu gibi sporları uzun süre yaparak dayanıklılığınızı artırın. Son olarak yukarı, aşağı, yanlara doğru ve dönüş gibi hareketler yaptığınız patlayıcı antrenmanları uygulamanız gerekiyor. Zira futboldan, squash’a, hatta parkur koşularına dek tüm sporlarda bu tarz dinamik hareketlere ihtiyacınız olacak. Bu üç farklı antrenman türünü birleştirerek, sadece üstünüzü çıkardığınızda güzel gözükmekle kalmayan, her yönüyle işlevsel ve kıyafetlerin daha iyi oturduğu bir vücuda sahip olabilirsiniz. Antrenman tarzınızı bu şekilde benimsediğinizde vücut geliştirmeciler gibi bulk yapamasanız da, omuzlarınız giydiklerinizi rahatlıkla dolduracaktır.
Fonksiyonel antrenmanlar sağlığınız için de faydalıdır. Kardiyovasküler kuvvetinizi artırır, yağ yakmanıza yardımcı olur ve sizi her geçen gün yayılan obezite salgınından korur. Tüm vücut dengenizi artırdığınız patlayıcı aktiviteler sadece görünen kaslarınızı değil, fasya dokularınızı da (kas ve eklemlerinizi sabit tutarak yıllar boyunca mobilitenizi korumanızı sağlayacak olan bağ dokular) çalıştırır (2).
Uzun vadede daha fit, yağsız ve kuvvetli bir vücuda sahip olabilmenin yolu bench press’ten geçmiyor. Bazı insanlar fit kalabilmek için çalışmayı angarya olarak görebiliyor. Oysa ki fonksiyonel antrenmanlar gayet eğlenceli. Antrenmanlarınızı eğlenceye dönüştürdüğünüzde baklavalar da ödül olarak gelecektir (3). Bu durum balinalar yakalandıklarında yüzgeçlerinin sarkmasına benzer. Kaslarını okyanusları aşmak için kullanmadıklarında hantallaşır. Aynı şey bizim için de geçerli. Sandalyede oturduğumuzda, yatakta uyuduğumuzda ve kapalı ayakkabılarla yürüdüğümüzde vücudumuz fonksiyonelliğini kaybeder. Bizim de bir tür hayvan olduğumuzu düşünürsek, kendimizi spor salonuna kapatmak için para ödememek daha mantıklı görünüyor. Dışarıya çıkın ve vücudunuzu çalışması gereken yer olan doğayla buluşturun.
