Negatif duyguların sakatlanma riskini yükselttiğini biliyor muydunuz? Stresli değil, stresten uzaklaşarak koşmayı öğrenin.
Belki patronunuz mesaiye kalmanız için sürekli baskı yapıyor. Belki de terk edildiniz. Hem de düğün günü. Tek satır bir mesajla. Sebebi ne olursa olsun, kötü bir gün veya hafta geçirdiğinizde, içgüdüleriniz size ayakkabılarınızı giyip koşarak, dertlerinizi bir an olsun arkanızda bırakmanızı söyler. Ancak uzmanlar, gerginken koşmanın, meditasyon etkisi yaratmaktan ziyade sakatlığa davetiye çıkaracağı konusunda uyarıyor.
Aslında koşunun zihni rahatlattığı bilimsel bir gerçek. Araştırmalar, 5 km’lik bir koşu rutininin beyindeki granüler nöronları kontrol altında tutmamıza yardımcı olduğunu; böylece stres adı altında toplayabileceğimiz öfke, anksiyete, tasa gibi tüm negatif duyguların üstesinden gelmemizi kolaylaştırdığını gösteriyor.
Bir de madalyonun öteki yüzüne bakalım: Aynı araştırma, hayatın zor dönemlerinde koşmanın, bizi strese ve hatta sakatlanmalara daha elverişli hale getirdiğini de savunuyor. Bu konuda yapılmış iki çalışma, sporcu sakatlıkları ile negatif ruh hali, yüksek seviyede stres ve yaşamdan keyif almama arasında bir ilişki olduğuna işaret ediyor. Koşucu ve zihinsel performans danışmanı Jim Afremow, bu bağlantıyı oldukça paradoksal buluyor ve ekliyor: “Koşmak en büyük stres savurucularından biri olsa da, stresinizi kontrol altına almadığınızda risk faktörüne dönüşebiliyor.” Peki gergin, sürekli fazla mesai yapan veya terk edilmiş bir koşucu ne yapmalı?