TAMAMLAYICI TIP NEDİR?

Tamamlayıcı tıp konusunda pek çok yazı okuyorsun ama aklın hâlâ karışık mı? Tam olarak ne olduğunu, ne şekilde işe yaradığını ve hangi alanlarda kullanıldığında faydalı olduğunu Anestezioloji & Reanimasyon (yoğun bakım) Uzmanı ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doktor Ender Vardar’dan öğrendik.

“Tamamlayıcı Tıp”, modern tıbbın tanı ve tedavi yöntemlerine, bilimsel ve doğal tamamlayıcı teşhis ve tedavi metotlarını ekleyen bir tıp yaklaşımı. Sadece şeker ile helva olmuyor; yağ, emek ve her şeyden önce sevgi gerekiyor. Sağlıklı olmak için de sadece bedenen iyi olmak değil, ruhen, zihinsel ve sosyal olarak da iyi olmak gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü de sağlıklı olmayı bu şekilde tanımlıyor.
21. yüzyılda yepyeni bir sağlık anlayışının eşiğindeyiz. Artık insan bedenini makine gibi gören ve sadece hastalıklara yoğunlaşıp birçoğunun sadece belirtilerini düzelten sağlık anlayışından, bedensel, zihinsel ve ruhsal sağlığı da içeren, holistik (bütüncül) sağlık anlayışına geçiyoruz. Zihinsel ve ruhsal sağlığımızın bedensel sağlığımızı direkt etkilediğini artık çok iyi biliyoruz. Tıpkı Newton fiziğinden Einstein fiziğine geçiş gibi, sağlıkta da holistik (bütüncül) anlayışına geçiliyor.

Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları
Tamamlayıcı tıp uygulamalarının esas amacı, sağlık sorunlarının çözümünde en az yan etkisi olan doğal yöntemleri kullanmak ve sadece hastalık belirtilerini geçici bir süreyle gidermekle kalmak yerine, sorunların kökenine inerek tedavi etmek. Türkiye’de milyonlarca insan kronik hastalıklarla boğuşuyor; kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, kalpte ritim bozuklukları gibi… Kullanılan ilaçlara meditasyon, nefes egzersizleri, hipnoterapi gibi tamamlayıcı tıp uygulamaları eklendiğindeyse iyileşme sürecinin daha hızlı olduğu, kişinin kendini daha iyi hissettiği, hatta doktorların tedavi için kullandığı ilaçları azalttığı bile biliniyor. Doktor Ender Vardar, “Örneğin kalp hastaları ile yaptığım hipnoterapi çalışmalarında çoğunlukla bilinçaltına atılmış ciddi öfke ve kızgınlıklar buluyor, onlarla çalışıyorum. Kişi by-pass ameliyatı olduktan sonra hâlâ yaşadığı stresi azaltamıyor, ciddi öfke nöbetleri geçiriyor ve üstelik sigara içiyorsa, geçirdiği ameliyatın faydası azalıyor. Yaşam biçiminin yeniden düzenlenmesinde hipnoterapi, akupunktur, gevşeme ve nefes teknikleri, meditasyon çok yardımcı olabiliyor” diyor.
Vardar, 12 yıl önce ciddi bir karaciğer hastalığı geçirmiş. Doktoru anestezide (narkoz) kullanılan uyutucu gazların yol açtığı karaciğer iltihabı olduğunu söyleyerek, onu hemen tedaviye almış. Aradan bir ay geçmesine rağmen rahatsızlığının hâlâ istenilen düzeyde tedavi olmadığını öğrenince ise şok yaşamış ve ek tedavi yollarını araştırmaya başlamış. Devedikeni, enginar ve karahindiba özlerinin karaciğer iyileşmesine destek verdiğini öğrenip bu bitkileri tedavisine ekleyince daha hızlı iyileşmiş. Bu harika sonuçtan sonra bitkisel tedavi yöntemlerini (fitoterapi) daha çok araştırmaya başlamış: “Tamamlayıcı tıp uygulamalarından benim özellikle başarılı bulduğum ve uyguladıklarım arasında, hipnoterapi, Duygusal Özgürleşme Teknikleri (EFT), meditasyon, yaratıcı/ aktif imgelem ile bilinçaltı çalışmaları, nefes teknikleri, elektro akupunktur, homeopati ve fitoterapi bulunuyor. Hepsinin ortak özelliği, bilimsel araştırmalara konu olmuş ve etkinlik göstermiş olmaları.”

Uygulamaların Faydalı Olduğu Hastalıklar
Kronik hastalıklar, özellikle stresin, kaygı, öfke ve kızgınlık duygularının eşlik ettiği kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, ülser, kolit, eklem iltihapları (arteritler), migren, cinsel sorunlar, ağrılar, bağımlılıklar (sigara, alkol, vs.), menopoz sorunları, panik bozukluk, anksiyete bozukluğu, depresyon gibi birçok hastalığın tedavisinde tamamlayıcı tıp uygulamalar çok faydalıdır. Kişinin sağlık durumu hangi aşamada olursa olsun, yaşam kalitesi üzerinde olumlu etkiler yapar.

Yasal Düzenlemeler
Amerika’da Tamamlayıcı Tıp Birliği (American Holistic Medical Association), holistik tedavilerin çerçevesini çizmek, belirli bir disiplin içinde öğrenilir ve uygulanır olduğunu güvence altına almak ve sistemi tanıtıp yaygınlaştırmak amacıyla 1978 yılında kurulmuş.
Tamamlayıcı tıp yöntemlerinin bilimsel değerlendirme kapsamına alınmasında en önemli adım ise, 1991 yılında Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından atılmış. Günümüzde çok geniş bir bütçeye sahip olan ve doğal tıp konusunda sayısız bilimsel çalışmayı kontrol ve finanse eden Tamamlayıcı Tıp Ulusal Merkezi açılmış. Hâlen Avrupa ve Amerika’nın en iyi üniversitelerinde “Tamamlayıcı Tıp” bölümleri açılıyor ve en gelişmiş hastanelerde bu yöntemler uygulanıyor. Amerikan halkının yarısından fazlası, tamamlayıcı tıp hizmetlerinden yararlanıyor. Ülkemizde ise, şimdiye kadar yalnızca akupunktur konusunda yasal düzenlemeler yapılmış durumda.

Tamamlayıcı Tıp Uzmanının Diğer Doktorlardan Farkı
Tamamlayıcı tıp uzmanı, standart tıp eğitiminin yanı sıra, bilimsel etkinliği gösterilmiş, ciddi doğal tıp yöntemleri konusunda da eğitim almış olan hekimlere deniyor. Böyle bir uzmanın yetişmesi, çok uzun süreli bir eğitim ve emek gerektiyor. Bu nedenle dünyada hâlâ çok az sayıda holistik hekim bulunuyor.

Hipnoterapi ve Bilinçaltı Çalışmaları
Aslında her şey bilinçaltımızdaki düşünce, inanç ve duygularımızın yansımasıdır. Birçoğumuz hep aynı hataları yapar ve aynı sorunları yaşarız. Çünkü beynin bilinçli kısmı tekrarlanan hataların farkında olsa da, bilinçaltı farklı düşünüp hisseder. Örneğin bilinçli aklımız, sağlığımız için zayıflamamız gerektiğini söyler. Fakat bilinçaltı yemek yemenin rahatlattığına ve stresi azalttığına inanıyorsa, kilo vermek zorlaşır veya kilo verip tekrar alırız. Çünkü gerçek şef bilinçaltıdır. Terapi ancak bilinçaltını ikna ederek, inançları değiştirerek gerçekleşir. Dış şartları değiştirmek yerine içimizdeki inançları değiştirmek zorundayız. Bilinçaltını bilgisayarın hard diskine benzetebiliriz. Ekranda gördüğümüz ise gerçeğimiz veya yaşantılarımız olsun. Ekrandaki görüntü yani gerçeklerimiz, yaşantılarımız, hissettiklerimiz esasen hard diskten gelir; yani bilinçaltımızdan.
Hipnoterapi, psikoterapi, EFT veya Yönlendirmeli İmgelem ile bilinçaltındaki düşünce, inanç ve duygular yeniden düzenlenerek terapi gerçekleşir. Zihnimizi bir aysberge benzetirsek, bilinçli zihin bunun yüzde 10’u kadardır. Kalan yüzde 90’ı ise bilinçaltıdır. Bilinçli zihin daha eleştireldir ve problem çözerken daha çok analiz yapmaya eğilimlidir. Bu da bazen kararsızlığa ve harekete geçme zorluğuna neden olabilir. Yapılan çalışmalarla bilincin analiz yeteneğinden kurtulan bilinçaltı zihin, telkin almaya daha hazır hâle gelir ve terapi gerçekleşir. Vardar, “Ayrıca bilinçaltı bağışıklık sistemini ve hormon sistemimizi de kontrol ettiğinden sağlığımızla da doğrudan ilişkilidir. Bu yüzden karamsar, öfkeli, değersizlik inancı içindeki stresli insanlar, hem bedensel hem de ruhsal hastalıklara daha sık yakalanır. Bunlar tekrarlayan olumsuz düşünce ve duyguların yansımasıdır” diyor.

Yazı: Doktor Ender Vardar

BENZER YAZILAR