Kendini enerji dolu ve pozitif hissetmek için ne pahalı bir spor salonu üyeliğine, ne de tatile ihtiyacın var. İhtiyacın olan sadece sağlam bir çift ayakkabı ve keşif aşkı…
İnsanlardan uzaklaşıp doğayla baş başa kaldığında vücudunda birçok şey meydana gelir: Zihnin dinginleşir, daha derin nefes alırsın ve kan basıncın düşer. Kendini sakin, zinde ve mutlu hissedersin. Doğada keşif yapmayı fiziksel aktiviteyle birleştirmenin güzelliği de bu: Endorfin seviyenin tavan yapması. Doğa yürüyüşü yapanların sayısı, açık havada diğer spor türlerini yapanlara göre oldukça yüksek. Outdoor Foundation’ın yakın zamanda sunduğu rapora göre 25 yaş üstü 30 milyon insan, düzenli olarak doğa yürüyüşü yapıyor. Doğa yürüyüşlerinin bu kadar popüler olmasının elbette çok açık bir sebebi var: Hareket ettiğin için kalça, bacak ve merkez bölgendeki kaslar güçleniyor ve düşük yoğunlukta yaptığın kardiyo sayesinde kalori yakıyorsun. Tüm bunların yanı sıra bir de zihinsel gücün artıyor.
Bahsettiğimiz sadece araştırmaların da kanıtladığı, yaratıcılık ve problem çözme yeteneğinin gelişmesi değil. Doğa yürüyüşü aynı zamanda köklü psikolojik değişikliklere de sebep oluyor. Avusturyalı bilim insanlarının araştırmalarına göre doğada uzun bir yürüyüş yapmak, kapalı alanda egzersiz yapmaktan çok daha yüksek oranda anksiyeteyi azaltıyor ve mutluluk hissini iki kat arttırıyor. (Düzenli doğa yürüyüşü yapmak depresyon riskini de azaltıyor.) Tourism Management dergisinde yayımlanan başka bir araştırma ise tipik egzersiz etkilerinin 12 saat sürdüğünü, ancak doğa yürüyüşününkeyif arttırıcı ve stres azaltıcı etkilerinin beş gün boyunca devam ettiğini belirtiyor. Seattle’daki Center for Healing Neurology Merkezi’nin kurucusu Nöroloji Uzmanı Dr. Ilene Ruhoy,“Doğa yürüyüşü, eşi benzeri bulunmayan bir mutluluk kaynağıdır. Doğadaki manzaraları keşfettikçe zihnin büyülenir ama aynı zamanda seni güvende tutmak için de dikkatli olur. Anda var olmanın ve aşırı uyarılmamanın karışımından doğan güzel bir his yaşarsın” diyor.
Başka bir deyişle doğa yürüyüşü yapmak, doğanın sana sunduğu sakinleştirici bir hap almak gibidir. İster kısa bir tur, ister günübirlik bir keşif olsun; en mutlu doğa yürüyüşünü gerçekleştirmen için sana rehberlik ediyoruz…
Hazırlığını Yap
Bazı insanların pek de parlak olmayan -hatta tehlikeli sayılabilecek- yürüyüş deneyimleri yaşamalarının en büyük sebebi ne biliyor musun? Yol şartlarına yeteri kadar hazırlık yapmamak. Baştan bilmen gereken her şeyi araştırdık.
● Rakım
Arizona’dan doğa yürüyüşü rehberi Mikaela Ray, “Rakım artışı veya eğim, seni yavaşlatacak olan en büyük etken. Bu yüzden yolculuğunun ne denli yoğun geçeceğini ona bakarak tahmin edebilirsin” diyor. Birçok yürüyüş yolunda rakım, yol başlangıcında yer alan panoda belirtilir. Her 300 metreyi bir saatlik dilimde tırmanmayı planla. Ray, “Genellikle 1,5 kilometre başına 90-120 metre arası bir yükseklik artışı, düzenli egzersiz yapan birisi için uygundur” diyor ve ekliyor; “Bundan yüksek rakamları zorlu,düşük rakamları da kolay olarak kabul edebilirsin.”
Aklından tutman gereken bir başka sayı da başlangıç rakımı. Bu da yürüyüşün zorluk derecesini etkiler çünkü sen tırmandıkça, oksijen azalmasından dolayı kalbin daha fazla çalışır. New York’tan doğa yürüyüşü eğitmeni Kaitlyn Margeson, “Birçok kişi 1,5 kilometre yüksekliğe çıkana kadar nefes nefese kalmaz ama deniz seviyesine alışkınsan, 800 metrede bile kendini yorgun hissedebilirsin” diyor.
● Mesafe
Gideceğin mesafeyi yola çıkmadan önce öğrenmek, güvenli ve keyifli bir yürüyüşün anahtarıdır: Güneş battıktan sonra ekipmansız (mesela kafa lambasız) veya susuz bir şekilde kalarak panik yapmayı istemezsin. Bu noktada fitness seviyen ve yaşamak istediğin deneyim, hızını ve ne kadar yol kat edeceğini belirlemek için devreye giriyor.
Aktif biriysen ve keyifli bir parkur arayışındaysan; 1-2 saatlik, 5–8 kilometre arası bir yürüyüş planlayabilirsin. Eğer vücudun yoğun kardiyoya alışık değilse ama kendine 10–12 kilometre arası orta zorlukta bir yol belirlediysen, yürüyüş için 4-5 saatini ayır. Eğer fitsen ve tüm gün doğanın tadını çıkarmak istiyorsan, 15 kilometreyi devirebilirsin. Seviyen ne olursa olsun, 20 kilometre ve üstü mesafeler için mutlaka gece kamp yapmalı ve uyuyup dinlenmelisin.
● Lokasyon
Bazı rotalarda yol boyunca tabelalar olur ve şebeke problemi yaşamazsın. Bu tarz yerler, harita veya pusula kullanımına alışkın değilsen idealdir. Ayrıca çok dik yerlerde iyi yerleştirilmiş taşlar veya merdivenler bulunur ve bitkiler temizlenmiştir. Böylece hızlıca ve güvenle ilerleyebilirsin. Az bilinen yerlerde ise durum tam tersi olabilir. Patikalar olsa bile yılda sadece birkaç kez temizlendiği için karşına her an devrilmiş bir ağaç veya başka bir şey çıkabilir. Eğer doğa yürüyüşüne yeni başlıyorsan hatırlatalım: Açık alanda kesinlikle ateş yakma, yoldan çıkmave doğayla şaka olmadığını asla unutma!
● Rota
Hafta sonu rağbet gören parkurların çoğunda, bitiş noktasına giden yol seni aynı zamanda başlangıç noktasına da götürür. Margeson, “Bu parkurlar yeni başlayanlar için idealdir çünkü kaybolma şansın yoktur” diyor. Düz ilerleyen rotalarda ise yol boyunca yeni manzaralarla karşılaşma şansın olur. “Lolipop” şeklindeki rotalar ise ikisini bir araya getirir: Düz bir yolda ilerlerken çember şeklinde bir parkura varırsın; ancak bazıları çatallaştığı için hangi yoldan geldiğini unutmamaya özen göster. Bir noktadan başka noktaya olan rotalarda ise yürüyüşünü başladığın noktadan tamamen farklı bir noktada bitirirsin. Uzun süren doğa yürüyüşlerin çoğu bu klasmana girer. Bu rotalarda aklından çıkarmaman gereken en önemli nokta, yolun durumu ve arabana dönüş süresi gibi detayları yürüyüşe başlamadan önce planlamak ve çok iyi bir kamp çantası hazırlamak.
● Teknik Detaylar
Bir yürüyüş yolunun ne kadar teknik bilgi gerektirdiğine (yani ne kadar engebeli olduğuna) dair evrensel bir standart yok. Bu yüzden rotaya girmeden önce zeminle ilgili bir araştırma yapman faydalı olacaktır. Örneğin karışık zeminler en kolay olanlardır: Asfalt zeminle başlayıp patikaya dönüşür (bazı ormanlar bu klasmana girer). Toprak zeminde daha hızlı hareket edebilirsin ve kayma riskin düşüktür. Gevşek ve çakıl taşları olan zemin ise tam tersine, ayağının altından kolayca kayabilir. Dönemeçli yollarda, çok dik yamaçları zikzak yaparak daha kolay tırmanırsın. (Güzel manzaralı bir yürüyüşe hazırlıklı ol!) Tırmanışta ise kayalıkları ellerinle tırmanarak geçmek zorunda kalabilirsin. Margeson, “Tırmanmak, fizikselden ziyade zihinsel bir aktivitedir. Ama neredeyse her seferinde en güzel manzaralar, tırmanış sırasında karşımıza çıkar” diyor.
1// Likya Yolu
Muğla Fethiye ve Antalya Konyaaltı arasında uzanan 509 kilometrelik bu rota, aynı zamanda dünyanın en uzun 10 yürüyüş parkurundan biri. Anadolu’nun en eski halklarından biri olan Likyalıların yürüyüş rotası; Ölüdeniz, Kabak Koyu, Patara, Kalkan, Kaş, Finike gibi önemli turizm merkezlerinden de geçiyor. En avantajlı özelliğiyse yılın 11 ayı yürüyüş olanağı sunması.
2 // Yenice Ormanları
Safranbolu’ya 40 kilometre mesafedeki Yenice Ormanları, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Avrupa’nın 100, Türkiye’nin ise dokuz sıcak noktasından biri olarak belirlendi. 210 kilometreye uzanan yol üzerindeki 21 parkur; günübirlik, kısa ve uzun olmak üzere üç farklı kategoride toplanıyor. Her parkurun harita ve GPS koordinatlarının verildiği rehber kitapçıkları yenice.gov.tr sitesinde bulabilirsin.
3 // Aladağlar
Türkiye’nin en büyük ve nefes kesici takım şelalelerinin bulunduğu Aladağlar Milli Parkı, Kayseri, Niğde ve Adana illeri içinde kalan 54 bin hektarlık bir alanı kapsıyor. Bu eşsiz doğa cenneti; derin vadiler, zirveler, dik ve sarp buzul kayalıkları, mağaralar, kanyonlar ve yüksek platolarıyla görsel bir şölen sunuyor.
4 // Yuvacık Menekşe Yaylası
İzmit Yuvacık’a bağlı Samanlı Dağları’nda yer alan rota, İstanbul’un hemen yanı başında. 14 kilometrelik parkurun oksijen deposubitki örtüsünü; ormanlık alan, gürgen ve çam ağaçları oluşturuyor. Menekşe Yaylası’nın
100 metre güneyindeki Papaz Çayırı ise, kamp yapmaya çok uygun bir alan. Yeşilliğin tadını doyasıya çıkarabilirsin.
5 // Hitit Yolu
Çorum’un Boğazkale ilçesindeki Hitit Kenti, 1988 yılında milli park ilan edilmiş. Hattusa ve Alacahöyük kalıntılarını kapsayan 2.600 hektarlık alan, Hitit Yolu’nun temel noktası. Hitit yolu yerli olduğu kadar yabancı doğaseverlerin de popüler rotaları arasında. Yol üzerinde 11 kısa ve altı uzun mesafeli olmak üzere toplam 17 yürüyüş parkuru, alternatif güzergâhlarla beraber 380 kilometreye kadar ulaşıyor.
6 // Ballıkayalar
İstanbul ve Kocaeli sınırındaki Gebze’nin Tavşanlı Köyü’nde yer alan Ballıkayalar vadisinin neredeyse tamamı kayalardan oluşuyor. Tabiat parkı olarak tescillenen doğal sit alanı, 1.603 hektarlık bir alana yayılıyor ve 175 metre rakıma sahip. Çevresinde göller, şelaleler, yaylalar ve ormanlar bulunan bölge tam bir doğa harikası.