GÜÇLENDİRİR, KRAMPLARA ENGEL OLUR
Ter yüzde 99 su, yüzde bir tuz, potasyum ve karbonhidrattan oluşur. Ama yine de kaybettiğiniz o ufacık tuz oranı bile çok önemlidir. Sodyum, vücudunuzun susuz kalmaması için kandaki, hücre içi ve dışındaki suyu dengeler. Aşırı tuz kaybı yorgunluğa, kas ağrılarına, enerji kaybına -yani performansınızı düşürecek her şeye- sebep olur. Ancak sık terlediğinizde vücut, tuzun gözeneklerden atılmasına engel oluyor. (Araştırmalara göre üst üste sekiz ila 14 gün arası sıcakta egzersiz yapmak büyük fark yaratıyor.) Peki forma girip girmediğinizi anlamanın en kolay yolu ne? Egzersiz sonrası kıyafetlerinizde daha az beyaz tuz çizgileri görmek veya cildinizdeki terin daha pütürsüz olması.
İYİLEŞMEYİ HIZLANDIRIR
Massachusetts Institute of Technology Üniversitesi, Biyoloji ve Kimya Bölümü Başkanı Dr. Patricia Christie, “Terleyecek kadar yoğun egzersiz yaptığınızda hızlanan kan akışınız, metabolit veya ikincil ürünleri kaslarınızdan uzaklaştırır; bu da egzersiz sonrasında daha az kas ağrısı çekmeniz anlamına gelir” diyor. Burada önemli olan sizi terletecek ama egzersizin süresini ve kalitesini düşürmeyecek kadar sıcak bir ortam yaratmak.
KARACİĞER SAĞLIĞINI DESTEKLER
Genel kanı, çılgın bir parti gecesinden veya kötü beslendikten sonra ter atmanın vücudu toksinlerden arındırdığı yönünde. Ama bilim bunun aksini söylüyor: Minson, “Tek bir egzersiz seansında ter bezleri vasıtasıyla atık salgılamak, fark yaratamayacak kadar küçük bir eylemdir” diyor. Diğer yandan, düzenli yapılan kardiyo egzersizleri (ki en çok terletenler genelde onlardır), karaciğerinin alkol gibi toksik maddelerden daha rahat arınmasına yardımcı oluyor ve alkol kaynaklı hasarı önlüyor.
ENFEKSİYONA KARŞI KORUR
Araştırmalar, spor salonunda bulunan bakterilerin yüzde 70’inin hastalığa yol açtığını gösteriyor. Neyse ki terimizde doğal antibiyotik görevi gören “dermcidin” adlı bir madde var. Bu madde, koli basili ve stafilokok enfeksiyonlar gibi zararlı patojenlere karşı bir kalkan oluşturuyor.