Erkekler de, kadınlar kadar yoğun bir biçimde olmasa da, cilt problemleri yaşayabiliyorlar. Vücudumuzun koruyucu dış cephesi elbette ki bazen zayıf düşebiliyor. Kimyasallar, enfeksiyonlar, kesikler, yaralar, güneş izleri, vesaire… Baş etmesi zaman zaman zorlaşıyor.
Fakat bu sorunlardan biri var ki, diğerlerine nazaran, mücadele etmesi daha kolay. Daha zahmetsiz. Jilet yanıklarından bahsediyoruz.
Jilet yanıkları birkaç saat süren rahatsızlıklardan tutun, enfeksiyon kapmış olan ve sivilcelerle bütünleşen kocaman yaralara dek uzayabiliyor; tuhaf şekilde büyüyebiliyor. Tek problem de tıraş olma tekniğiniz değil ne yazık ki. Cilt ile alakalı bir mesele de var işin içinde. Yıllar içerisinde, tıraş olurken ne kadar baskı yapmanız gerektiğini ya da nasıl bir teknik kullanmanız gerektiğini görmüş olmanız gerekiyor. Becermişsinizdir de…
Çok basit bir taktikle riski ve hatta hasarı minimuma indirmeniz mümkün. Tıraş olmadan önce yüzünüzü ılık suyla uzun uzun yıkayın ve cildinizi yumuşatın. Sakal kökleri ciltlerimizi sertleştiriyor, cilt yapımızı değişik bir kimliğe sokuyor. Yeni, keskin jiletler kullanmaya özen gösterin. Darbe almış bir jiletle tıraş olursanız, kestiğiniz açının aksi bir yönde temas kaçınılmaz olur ve yaralanmlara asıl sebep olan etkenlerden biri de budur. Sabun ya da tıraş köpüğü gibi maddeler bu etkiyi azaltmak üzerine tasarlanır.
Çok mu geç kaldık ve şu an zaten yanağınızda kocaman bir yarık mı var? Aloe özlü bir losyon sürmeyi deneyin. E vitamini cildinizi sakinleştirir ve onarım sürecini hızlandırır. Kızarmaları alması ise cabası. Sıradan bir nemlendiriciden daha iyi sonuç vereceği kesindir.