TÜM SPORLARIN ŞAMPİYONU: NOVAK DJOKOVİC

ZİHNİN SINIRLARINI ZORLAMAK

2Günümüzde tenis oyuncusu her yönüyle gerçek bir sporcudur. Kuvvet, hız, dayanıklılık, esneklik; zirveye çıkmak ve orada kalmak için bunların tümüne ihtiyacı var. Ve bunların hepsi Djokovic’te mevcut. Pistte ve kortta patlayıcı güç gerektiren aktivitelerde ve dayanıklılık konusunda uzmanlaşabilirsiniz. İyi bir tenis oyuncusu 10K koşabilmeli, bu mesafede belirli aralıklarla 100 metrelik
deparlar atabilmeli ya da gülle fırlatabilmelidir. Beş seti çıkarabilecek dayanıklılığa sahip olmalıdır. Bunun yanında, gelen topu muhteşem bir sayıya dönüştürecek bitirici vuruşu
yapabilmek için, dinamik bir güce ihtiyaç duyar. Yorulduğunda bile hassas ve becerikli olabilmeli. Bu anlattığımız özellikler, en iyi rakiplerine karşı dahi galip gelen Djokovic’te mevcut.

Oldukça fit, hızlı, güçlü ve iyi atletlerin olduğunu, bunun da profesyonelliği beraberinde getirdiğini belirten Oxford Üniversitesi’nden klinik psikolog Mark Williams, “Her sporda dayanıklılığın, kuvvetin ve çabukluğun gerektiği anlar olur. Fakat tenis oyuncuları için (Djokovic dahil) yüksek bir fitness seviyesinin yanında, psikolojik üstünlük de gereklidir” diyor.

“Her spor dalında zirveye oynayan sporcu fittir. Fitness seviyenizi yükseltmeden herhangi bir spora başlamayın bile” diyen Williams, bunun neden yeterli olmayacağını şöyle açıklıyor: “Tenis aynı zamanda yüksek bir bilişsel kabiliyet gerektirir. Rakibinizin hamlesini öngörebilmelisiniz. Vücut dilini ve hareketlerini yorumlayarak, şutları kortun hangi bölgesine atacağını kestirmeniz gerekir.
Bu zihinsel beceriyi geliştirmek uzun vadede yapılabilecek bir şey. Haftada 20 saatten, yılda toplam 1000 saat pratik yapmayı gerektirir. Teknik ve taktiksel bir yetenek geliştirmenin tek yolu budur ve hayati önem taşır.”

Geçtiğimiz şubat ayında yapılan Avustralya Açık finalinde Andy Murray en iyi maçlarından birini çıkarıyor ve Djokovic’le başa baş mücadele edebiliyordu. Fakat Djokovic, bir sonraki sette oyuna farklı bir yön vererek seti 6-3’lük skorla kazandı. Ve dördüncü sette vitesi daha da yükselterek 6-0’lık skorla fişi çekti. Bu alışılagelmişin dışında bir son bölüm temposuydu ve izleyiciler ne olup bittiğini anlayamamıştı. Murray’in havlu attığını düşündüler. Ancak olay Djokovic’in daha güçlü olmasıydı. Yorgunluk maçın akıbetine etki etmeye başladığı anda, Djokovic yapması gerekeni bildi ve maçın başına kıyasla daha iyi skorlarla karşılaşmayı kazandı.

BENZER YAZILAR