TÜM SPORLARIN ŞAMPİYONU: NOVAK DJOKOVİC

DİNLENME GÜNÜ DİYE BİR ŞEY YOK!

5Tenis yazarları ve yayıncılarının duayeni Richard Evans, ilk kez 1960 yılındaki Wimbledon Turnuvası’nda görev aldı. 1961-1967 yılları  arasında teklerde 12 Grand Slam şampiyonluğu
olan Roy Emerson’ın gelmiş geçmiş en iyi tenisçilerden olduğunu bilen biri ve onun sporculuğuna hayran. Emerson’ın geçmişteki en fit sporculardan biri olduğunu söyleyen Evans, “Akşamları bira içerdi ancak her zaman mücadeleye hazırdı ve şimdiki sporcuların yaptığı hiçbir şeyi yapmıyordu” diyor. Gelmiş geçmiş en iyi tenisçilerden olan John McEnroe ise, sürekli aldığı “Nasıl fit
kalıyorsun?” sorusuna, daima “Tenis oynuyorum” diyerek cevap vermiştir. Gerçekten de oynuyordu. Rakibinin her zaman bir sayı önündeydi ve kortlarda zekasını etkili bir şekilde kullanabiliyordu. Fakat günümüz tenisinde bu özellikler artık kesinlikle tek başına yeterli değil.

Daha da açmak gerekirse, artık başarılı olmak için o sporda yetenekli olmak yetmiyor. Yaptığınız sporu yaşam tarzı haline getirmelisiniz. 7/24 değil 7/365 sporla yaşamalısınız. Geçmişteki sporcular gibi biraları devirerek Grand Slam kazanma şansınız artık yok. Yürümek ve uyumak dahil hayatınızın her anını, zirveye çıkmak istediğiniz spor branşına uygun yaşamalısınız. “Kendini adamak” deyiminin hakkını tam anlamıyla vermek zorundasınız.

Tüm spor yıldızları için bu durum artık bir tutkuya dönüşmüş durumda. Ancak bireysel sporlarda bu durum tutkunun da ötesinde oluyor. Çünkü onların başarısızlıklarda suçlayacak bir takım arkadaşı yoktur. Djokovic bu prensibi mantık sınırlarını zorlayarak hayatına taşıdı. Müsabaka hazırlıkları bizzat yaşam biçimi. Yani hazırlıkları ve hayatı aslında tek bir parça, bir bütün.

Martina Navratilova, tenis sporunu 7/24 benimsenecek bir yaşam tarzı olarak kabul eden ilk sporcu ve teklerde 18 Grand Slam birinciliği var. Kendisine diğer sporculardan farkı sorulduğunda, “Onlar tenisle ilgileniyor, ben ise tenisle bir bütünüm” demiş biri. Novak hakkında söyleyeceği güzel şeyler var; adanmışlık anlamında kendisine hayli benzetiyor: “Ne yemesi, ne içmesi, nasıl uyuması gerektiğini biliyor ve bunlar tenis için oldukça önemli şeyler.” Ona göre Djokovic bu sayede herkesten üstün, çünkü tenisi bir hayat tarzı olarak yaşıyor. O, profesyonellerin profesyoneli
ve bu yüzden bu kadar başarılı. Kafasını dinlendirebileceğini ama bunu vücudu için asla yapmayacağını söyleyen Navratilova, “Djokovic de tam olarak bunu yapıyor. Beyni için gerekli dinlenmeyi sağlıyor ancak fiziksel hazırlıklarından asla ödün vermiyor” diyor. Dostlarla bir araya gelip bir iki kelam etmek güzel. Hatta zihninizin rahatlaması için gerekli. Ancak fiziksel olarak bir an olsun geri kalmamalısınız.

BENZER YAZILAR