GÜÇSÜZLÜKLERİNİZİ YOK EDİN
Tüm bu söylenenlere bakılırsa, başarı hikayesi sadece Djokovic’in herkesten daha fit olmasında yatmıyor. Her şey, onda herkesten daha fazla mevcut. Eğer sıfırdan bir tenisçi yaratılacaksa, bu kişinin Djokovic ile aynı kişi olacağını söyleyen Evans, “188 cm’lik boyu ile uzun ama çok uzun değil; güçlü ama ağır kaslara sahip değil ve belki de en önemlisi, bacakları açıkken bile etkili şutlar çıkarabilecek kadar esnek” diyor. Evans’a göre Djokovic tam bir örnek model ve nefes problemini yendiğinden beri bütün özelliklerini daha da geliştirdi. Oldukça hızlı ve ulaşması gereken
her noktaya ulaşabiliyor. Djokovic’in Nadal gibi muazzam forehand vuruşlarının olmadığını, ancak herhangi bir güçsüzlüğü de bulunmadığını açıklayan Evans, “Vuruş repertuvarında 10 şutu yok belki ama 8 veya 9 tane olduğunu söyleyebilirim. Daha da önemlisi, inanılmaz bir oyun zekası var” diyor. O halde Djokovic’in sırrı olan gizli bileşeni bulduk: her şey. İyi genler, iyi fizik, doğal yetenek, amaca yönelik gelişim, sürekli fiziksel hazırlık, sporu hayat tarzı olarak benimseme, güçsüzlüklerin üstüne gidip onları yok etme, devamlı olarak kabiliyetleri üzerinde çalışma,
iyi bir zihinle verilen etkili kararlar ve bunları tetikleyen mizah anlayışı.
Saydığımız bu özellikler onu teniste, hatta belki de tüm spor dallarında üstün bir sporcu yapıyor. Bir tenis sporcusu, topa nasıl vuracağını bilmenin dışında, topa etkili bir şekilde vurmasını garantileyecek tüm fiziksel kabiliyetlere sahip olmalı. Güçlü, hızlı, keskin, esnek, elastik olabilmeli; oyunun sonuna kadar dayanıklılığını koruyabilmeli; en kilit anlarda berrak bir zihinle, mantıklı kararlar alabilmeli. Her spor dalının bir şampiyonu var. Djokovic ise kendisini şampiyonların şampiyonu ilan etmesini bildi. Arada beynini dinlendir ama bedenini asla. Hep daha fazlası için çalışma olayını bir adım yukarıya taşı. Antrenman yaparken eğlenmeyi unutma. Ama şampiyonluğun ciddi bir iş olduğunu daima bil.
